Türkiye'nin En Kapsamlı Kitap Özetleri Web Sitesi |
Diğer Kitaplar
GERÇEĞE DOĞRU-3
Çalışmak
ibadettir. Ancak bu farzların yerine getirilmesi hususunda ihmal ve tembellik
gösterilmemesi ve haramlardan kaçınılması
şartlarına bağlıdır.
Her cemal ve kemal sahibi kendi cemal ve kemalini görmek ve göstermek ister. Allah (cc)’de bunun için kainatı yaratmıştır.
Rabbimizin de kainatla alakası yaratıcılıktır. Usta eserin içinde olamaz.
Akıl mahluktur, Halıkını ihata edemez. Yani hakkıyla kavrayamaz, layıkıyla bilemez.
“İki cihanın
güneşi (asm) olmasaydı; insanları aydınlatmaya yıldızlar yetmezdi.”
“Ağacından
düşen yaprak, rüzgarın oyuncağı olur.”
Şeytan
kötüdür, ama nice iyiliklere basamak olmuştur. İblise her itaat alçalış, her
isyan yükseliştir. Ondan kaçan Rabbe koşmaktadır.
Allah her
ruha uygun bedenler yaratmıştır.
İman, ibadet
sayesinde hiç eskimeden hep yeni kalabilir.
Kadın
peygamber gelmemiştir. Çünkü peygamberlik ağır bir yük, güç bir vazifedir.
Kadın ise yaradılışı itibariyle nazik ve zayıf olduğu için böyle ağır ve zor
bir işin üstesinden gelemez. Peygamberler çeşitle bela, sıkıntı, iftira ve
hakaretlere maruz kalmıştır. Kadınların bunlara sabretmesi ve mücadeleye
girmesi imkansızdır. Ayrıca kadınların biyolojik yapısı, yani adet görmesi,
lohusalığı, çocuğu peygamberliğine engeldir.
Şansla iş
görmeye başlayan insan kendisini boşlukta hisseder, tesadüflere inanır, sabah
akşam kalbini, ruhunu, hatta hayatını bir stres, bir heyecan, bir telaş içinde
bırakır. İslam'da şans, talih gibi sözlerin yeri yoktur. Dinimizde kader
vardır, tevekkül vardır. Allah’tan gelene rıza vardır.
“Nasihat
yararsız olsaydı, Allah, peygamber mi gönderirdi?..” M. Fethullah Gülen
“İnsan, bir
kitaba girdiği gibi çıkmaz...” Kemal Ural
Cinler şekil
değiştirebilme özelliğine sahip oldukları için ufo şeklinde de insanları
yanıltabilirler. Işık hızının yaklaşık %99’u kadar bir sürate sahip olup,
ömürleri bizim zamanımıza göre 1000 yıldır. Çok yaşadıkları için geçmişten
haber verebilirler. Ruh çağırma seanslarında ruh diye gelip insanları
kandırırlar. Üstün bir insanla mukayese edilirlerse, onların en üstünleri bile
geride kalır. İnsanları zayıf taraflarından yakalayarak kendilerine
taptırmaktan zevk alırlar.
Bazı
çevreler, fennin her keşfini, dine karşı kazanılmış bir zafer gibi ilan
ediyorlar. Bu, fenni inkar eden batıl din için doğru olabilir. Ama müslüman
için bu keşifler, Allah’ın kudret kitabı olan şu kainattan bir sırrın daha
çözülmesi olarak yorumlanır.
Kuran-ı
Kerim’de bugünkü medeniyet fenleri açıkça haber verilseydi, insanlık alemi
asırlarca bi hakikatleri akla sığıştıramayacak, belki de inkara sapacaktı.
“Zorluklara
değil, zaaflarımıza yenik düşeriz.”
“Rabbini
bilen haddini bilir.”
“Hakiki imanı
elde eden adam kainata meydan okuyabilir.” Sözler
Din bir
imtihandır, insanlara yapılan bir tekliftir.
“Akıllı
insan, akla kaldıramayacağı yükü yüklemeyendir.”
Akraba
evlilikleri ile o ailede olmayan bir hastalığın veya sakatlığın ortaya çıkması
söz konusu değildir. Basın-yayın tesirli olan yahudi güdümlü zihniyet, bilerek
buna alet olarak akraba evliliğini her halükarda kötü gösterir. Asil ailelerin
korunması akraba evliliği ile olur.
Annede bulunan X kromozomuyla babanın X kromozomu birleşirse XX yani kız çocukları olur. Annedeki X babadaki Y kromozomuyla birleşirse çocuk XY yani erkek olur.
Bir insanı
İslam’ı inkar kaydıyla fiil yaptığını kesin bilmedikçe onu kafir olarak
nitelendiremeyiz. Söylediği yaptığı şeyler küfür olabilir, fakat ona kafir
diyemeyiz.
3’ten önce 2; 2’den önce 1 var. 1’den önce ise sayı yok. 1 olan Allah’tan önce de bir şey yoktu.
Yıldız falı olan astroloji ilminin aslı vardır ama Kuran-ı Kerim dışındaki semavi kitapların tahrif olması gibi, asırlar içinde tahrif olup gitmiştir. Bugün yıldız falı veya astroloji adı altında takdim edilen bilgiler, birer hurafeden başka bir şey değildir. Bu ilim Yuşa (as) a verilen bir mucizedir. Bu peygamberin kavmi ne zaman hastalanacaklarını, öleceklerini vs. güneş, ay ve yıldızların hareketlerinden öğrenirlerdi. Fakat bu kavim yoldan çıkınca Davut as gönderildi. Savaş yaptıklarında ölmeyeceğini öğrendikleri kişileri savaşa süren bu kavme Hz. Davut yenilecekken Allah, güneşi onlara kapayıp, saatleri şaşırttı. Böylece onlar başarısız oldular. Yuşa as’ın ümmeti nücum ilmi ile, kimin eceli gelip kimin gelmediğini bildiler de, Allah’ın peygamberine karşı savaşmanın en büyük facia olduğunu idrak edemediler.
Bilmek başka yapmak başkadır. İnsan kaderinde yazılı olduğu için günah işlemediği gibi kaderi de, onu günah işlemeye zorlamaz.