Türkiye'nin En Kapsamlı Kitap Özetleri Web Sitesi |
Kişisel Gelişim
BÖLÜM 1
ZAMAN: HAYATİ BİR KAYNAK
Yeterince zamanınız var mı ? Cevabınız kesin bir hayır ise, yöneticilerin büyük
bir çoğunluğu ile aynı sınıftasınız demektir. Bu gerçekten ürkütücü, çok nazik
bir durumdur. Birden zamanın yeterli olmadığını farkedersiniz. Aslında,
hepimizin sahip olduğu zaman aynıdır. Ama bu, pek az insan için yeterlidir.
Öyleyse zaman sorunun kendisi değildir. Sorun bizde! Yani sorun ne kadar
vaktimiz olduğunda değil, sahip olduğumuz süre içinde neler yaptığımızda.
Eşsiz bir kaynak olan zamanı nasıl harcayacağımıza karar verebiliriz. Tıpkı
öteki kaynaklar gibi zaman da çok etkili biçimde değerlendirilebilir veya boşa
harcanabilir. Yazar ve danışman danışman Drucker şu gözlemde bulunuyor: “Zamanen
az bulunan kaynaktır. Eğer doğru yönetilmiyorsa, hiçbir şey yönetilmiş
sayılmaz.” Zamanın yönetimi konusu neden ihmal ediliyor? Çünkü bütün kaynaklar
arasında görünüşe göre en az anlaşılan ve en kötü yönetileni zamandır. Paha
biçilmez bir değerin kullanımını şansa bırakıyor, kontrol edip planlamıyoruz.
Aslında insan zamanı yönetmez, yönetemez! Çünkü akreple yelkovanın hareketi
bizim yönetimimizin dışındadır. Bunlar durmaksızın hareket ederler ve biz ne
yaparsak yapalım, zaman önceden kararlaştırılmış bir hızla akıp gider. Mesele
saati yönetmek değil, kendimizi zaman içinde yönetebilmektir. Aşağıdaki listede
çeşitli zaman tuzakları verilmiştir. Bunlardaki tuzaklardan sizin düştükleriniz
mutlaka vardır. Dikkatlice inceleyiniz!.
Pek çok zaman tuzağının kendinizden kaynaklandığını belki de fark ettiniz. Zaman
kaybına neden olan belli başlı öğeleri belirtmeleri istendiğinde çoğu yönetici
önce, toplantı, ziyaretçi erteleme gibi dış kaynak ve nedenleri sayar. Oysa
zaman yönetiminin sorunları içimizdeki düşman! Önceliklerin eksikliği yetki
devrinin olmayışı, sürüncemede bırakma, plansızlık vb.
Şimdi kendinize bazı sorular sorun. Zaman tuzaklarından hangilerine siz neden
oluyorsunuz? Hangilerini başkaları, dış kaynaklar dış kaynaklar oluşturuyor? Bu
dış kaynaklardan hangileri kontrol altına alınabilir, hangilerini ortadan
kaldırabilirsiniz? Bu soruları iyice düşünüp yanıtladıktan sonra, zaman kaybı
sorununun hem ana nedeninin hemde çözümünün kendiniz olduğunu kabul ediyor
musunuz? Öyleyse hiç kuşkusuz daha önce sözünü ettiğimiz sonuca geldiniz.
Yöneticinin Uzun Günü: Araştırmalar kişinin yönetim merdivenlerinde yükseldikçe,
saat ve gün olarak daha çok çalıştığını ortaya koymaktadır. Clarence Randall,
kendini işe kurban etmeye hazır, tek adam olduğuna inanan yöneticiyi tanıma
yollarını şöyle tanımlıyor: Böyle biri, kendini ıstırap ve acıya adamış,
sorumluluklarını bilen, feragat etmesi gerektiğine inanan bir kişiliğe sahiptir.
Onu üstü kalabalık masasından tanıyabilirsiniz.
Başarısız yöneticilerin bir özelliği de, bunların aile hayatlarından özveride
bulunmalarıdır. Genelde ailenin ihmali ve evlilik pahasına işleri yürütmeye
çalışmak, iş veriminin düşmesine yol açar.
Zaman yönetiminin efsanevi düsturlarından birisi, insanın ne kadar çok çalışırsa
o kadar çok iş başarabileceği şeklindedir.”Çok değil akıllıca çalış!” özdeyişi
bu gerçeği yansıtmaktadır. Alında, pek az şey başaran bir yönetici,
beceriksizliğini çok çalışıyormuş gibi görünerek dengeleyebilir. Etkili bir
planlamayla çalışılan her saat, uygulamadaki kişiye üç yada dört saat
kazandırıyor ve daha iyi sonuçlar sağlıyorsa, yöneticiler, iyice düşünüp
taşınılmadan hiçbir işe başlanmasına izin vermemelidir. Planlama zaman almasına
rağmen, sonunda vakit kazandırır ve daha iyi sonuç getirir. Kendine güveni
olmayan kişilerin, amaçlarına pek uygun olmayan faaliyetlerde çalıştıkları sık
görülür.
Demek ki işi başından aşkın yöneticiler boş zamanlarında ne yapacaklarını
bilememekte. Bir psikolog işin insanın yaşamak için yaptığı değil fakat yapmak
için yaşadığı bir şey olduğunu söylüyor.
BÖLÜM 2
KENDİNİZİ NASIL YÖNETİRSİNİZ?
Kendisine zaman yönetimi hakkında felsefesini özetlemesini istenen bir zat,:
“zaman sana ait bir şeydir,”cevabını verdi.”Onun sana hükmetmesini izin
vermemeli sen ona hükmetmelisin kendine hükmedemezsen zamana da
hükmedemezsin.””insanoğlu doğayı kontrol edecek kadar akıllı ama kendini kontrol
edemiyor. Gerçekçi bir öz değerlendirme kolay değildir. Kişi kendini içinde
bulunduğu durumda ne kadar güvensiz hissederse bu analizden o kadar kaçınır.
Zaman Çizelgesi: Zamanı bir programa bağlamaya çalışan yöneticiler bu programı
uygulayamadıklarını görmüşler.”Zamanın programlanması zorunludur. Çünkü
başkalarının deneyimlerine bakarak bazı alışkanlıklarımızı değiştirmek son
derece güçtür.
Sürüncemede Bırakmak: Alışkanlıklardan vaz geçebilmek için öz disiplin ve
kararlılık gereklidir. Bir yönetici:sürüncemede bırakma huyunun kendisini
neredeyse tuzağa düşürüp boğmak üzere olduğunu anlayıp savaşı şu basit
kurallarla kazanmış:
1.Sürüncemede bırakma huyunun sizi felce uğrattığı alanı bulun ve onu fethedin.
2. İşleri önem sırasına göre düzenleyin ve sorunları sırayla halledin.
3.Kendinize zaman sınırları koyun.
4.Zor sorunlardan kaçmayın
5.Mükemmellik arayışınızın sizi felce uğratmasına izin vermeyin. Emin olana
kadar her şeyi ertelerseniz hiçbir şeyi başaramazsınız.
BÖLÜM 3
NEDEN PLANLAMA?
Meşgul olmaktan daha kolay hiç bir şey yoktur, ama hiç bir şey verimli olmaktan
daha güç değildir. Yöneticinin en zor görevi düşünmektir ve onlar bu görevi
genellikle ihmal ederler. Bernard Baruch şöyle der “Bildiğim bütün yenilgiler,
işlediğim bütün hatalar, özel yaşantılarda ve iş hayatında gördüğüm bütün
budalalıklar, düşünmeden yapılan işler sonucudur”
Yönetim planlamayla başlar. Planlama; nereye gitmek istediğini ve oraya nasıl
gideceğini mantıklı bir biçimde önceden kararlaştırmaktır.
İnsanın doğası planlı davranma kavramıyla bağdaşmaz, çelişir.
Önündeki işin çekiciliğine kapılan yöneticiler olduğu kadar ayakta
kalmanın ancak etkili bir planlama ile mümkün olduğunu bilen ve sonuna kadar
mücadele eden yöneticilerde vardır
Zamanları olmadığı gerekçesiyle planlamaya karşı çıkan yöneticiler uzun vadede
kazanacakları zamanı ve elde edecekleri yüksek verimi görememektedirler.
Greenwalt şöyle der: Planlamada kullanılan her dakika uygulamada üç yada dört
dakika kazandırmaktadır.
Aceleciliğin zararları şöyle tanımlanmış; Endişe aslında korkunun bir çeşitidir,
yetersizliği farketmektir, buda güvenilir hedefleri ve iyi planları cesaretle
düşünecek zaman bulamamaktan ileri gelir. Öte yandan acelecilik yöneticiye
konulan zaman sınırlamasının kötüye kullanıldığının bir kanıtıdır.
Bir işi doğru yapmak için zamanınız yoksa düzeltmek için nasıl zaman
bulacaksınız? Bir işi doğru yapmakla doğru işi yapmak arasındaki seçim verimli
bir yönetici için güç değildir.
BÖLÜM 4
KENDİNİ DÜZENLEMEK
Günlük işleri düzenleyebilmeme yeteneğini kazanmanın yanında, yönetim hakkında
öğrenmeniz gereken şeyler çocuk oyuncağı gibi kalır.
Yöneticinin verimini artırabilmek için, sesleri denetim altına almak gerekir.
Büyük şirketlerde, bundan daha on yıl önce, araştırma ve geliştirme bölümlerini
sessiz banliyölere taşımaya başladılar. Özellikle araştırma ile ilgili işlerde
sessiz çevrenin önemi büyüktür. Rahatsız koltuklar, loş ışıklar, fiziksel
yorgunluğa sebep oldukları için, iş verimini düşürebilir. Çalıma odasının
aydınlatılmasında ışık eşit olarak dağıtılmalı, gölge yada yansıma
oluşturulmadan masayı tamamen aydınlatmalıdır. Arkalığı olan rahat koltuklar,
yöneticinin verimini artırması için yapılabilecek en iyi yatırımlardan biridir.
Dosyalama Sistemi: Kötü bir dosyalama sistemi, çalışanlar için sürekli, sinir
bozan birşeydir. bilgi ararken zaman kaybına neden olur. Dosyalama elemanlarının
işte bulunmaması durumunda, ortak bir sisteme duyulan ihtiyaç kendisini daha
fazla hissettirir.
Uçak ve tren yolculukları, bir yöneticiye rahatsız edilmediği boş bir sure
sağlanmalıdır. New York City’de çalıştığım yıllarda, bir trende ne kadar ne
türde iş yapabileceğini bulmaya çalıştım Genellikle herkesin sadece bir şeyler
okuduğunu, ya da uyuduğunu keşfettim.
Notlarla eli kolu bağlı bir işletmenin atardamarlarını tıkayan gereksiz kağıt
akımıdır. Frank Nunlıst, bunu “kağıt ablukası”olarak tanımlıyor
Not denetimi de, form denetimi gibi envanteri gerektirir. Gecen ayın giren ve
çıkan notlarını inceleyin. Kaçı gereksizdi?Kaçı daha kısa olabilirdi?Bu size,
notlarla harcadığınız zamanı gösterecektir. Birçok yönetici, iş hakkında bir not
yazmaktansa, o işi yaparak daha iyi çalıştığını keşfetmiştir.
Genellikle, hızlı okuma, kötü alışkanlıklarını yokederek, yerine iyi
alışkanlıklar da kazandırmaktadır. Daha hızlı okuma için şu temel kuralları siz
de uygulayabilirsiniz.
1.Her satır okurken başınızı soldan sağa çevirmeyin
2.Sözcüklerı okurken ağzınızı oynatmayın, ya da yüksek sesle söylemeyin.
3.Tekrar tekrar okumayın.
4.Okuma açınızı genişletin. her yeni satıra geçişte, tek tek sözcüklerle değil
sözcük gruplarına bakın.
5.Kenardaki boşluklarla gözünüzü oyalamamak için, okumaya her satırın ikinci ya
da üçüncü sözcüğüyle başlayın.
Anlayıp anlayamadığınızı ölçmek için kendinize, az önce okuduğunuz bir konu
üzerinde birisine sorular sordurun. Bunu yapmanın daha iyi bir yolu da özellikle
bu beceri üstüne hazırlanmış kitaplardan birini okumaktır. Bu kitaplarda, konuya
ait testlerde vardır.
Seçici Okuma: Seçici okumanın üç genel kuralını şu şekilde açıklayabiliriz:
1. Kitabı okumadan önce içindekiler bölümüne bir göz atın.
2. Sonra onu baştan aşağıya çabucak bir gözden geçirin(örneğin 1 saat kadar)
böylelikle yazarı ve üslubunu tanımış olursunuz.
3. İlgilendiğiniz konuları içerdiğini düşündüğünüz bölümleri dikkatle okutun.
BÖLÜM 5
KESİNTİLERİN ORTADAN KALDIRILMASI
Bir davranışın belirli bir kuralın çiğnenmesi olduğunu kabul etmek sorunu
çözmez. Bu kuralın neden çiğnendiğini bulmakta gerekir. Aşırı çalışan gereğinden
fazla ayrıntıyı sırtında taşıyan bir yöneticiye bütün bunları kendi hatası
yüzünden olduğunu söylemek yetmez. İçinde bulunduğu güç durumu oluşturan marazi
işlemi anlamaz ve bu, işlemin ilk belirtilerini fark etmeyi öğrenmezse kendini
tekrar buna benzer güç durumlar içinde bulması kaçınılmaz olur.
Ziyaretçiler: Bir ziyaretçinin önemli bir iş için gelip gelmediğini bilmemek
kapının pek çok açılıp kapanmasına yol açmaktadır.
Sekreterinize randevuları düzenleme sorumluluğu verin. Belirli kabul saatleri
koyun ziyaretçilerle önce sekreteriniz konuşsun. Astın odasına siz gidin.
Ziyaretçilerle odanızın dışında buluşun. Ayağa kalkarak konuşun. Sekreterinizin
ziyaretleri denetlemesini sağlayın. Ziyareti zamanla sınırlayın. Belirli
aralıklarla düzenli olarak buluşun.
Telefon: Ne gariptir ki zaman kazandıran en etkili aletlerden biri olan telefon
aynı zamanda en büyük zaman tuzaklarından birisidir. Bu kadar yararlı bir araç
neden kötüye kullanılmaktadır?Neden pek çok yönetici telefona hükmedeceğine onun
kölesi haline gelir?
Hiç kimse bir doktor yada operatörden muayene yada ameliyat sırasında
telefonlara cevap vermesini beklemez. Hiçbir jüri üyesi mahkemede iken
telefonlara cevap vermez, hiçbir profesörden ders sırasında telefona cevap
vermesi istenmez. Öyleyse yöneticilerden neden hep telefonun başında ve arayanın
emrine amade olması bekleniyor.
Toplantılar: Neden grup toplantıları sorunları çözmede etkili olamaz bunun hem
pratik hem de psikolojik pek çok nedeni vardır. Grup büyüdükçe bireyler arası
iletişimi sağlamanın güçleşmesi bu nedenlerin başında gelir. Grup büyüdükçe
toplantıya katılanların fikirlerinden yararlanma şansı azalır. Yönetici
toplantıyı bitirememe durumunda kalır ve sorunlar çözülemez .
Aslında alışılmış toplantılardan önce genellikle ayak üstü konuşmalar yapılır,
böylece konuşulacak olan meseleler hatırlanmış düşünceler tazelenmiş olur.
Sorunu önceden tartışmak herkese konu üzerinde düşünme olanağı verir. Böylece
toplantıya getirilmiş yeni fikirlere ve ciddi kararlara hazır olarak gelinir.
Bir toplantı sırasında zaman kaybetmek toplantıya zamanında girmemekle başlar.
Bu sık sık şikayet edilen ama düzeltilemeyen bir hata olup bu konuda bir şeyler
yapılması hiçte zor değildir.
Toplantının başında olan yönetici disiplinsiz kişilerin gruba yön vermesine izin
verirse toplantılar asla zamanında başlamaz. Elbette vaktinde başlanılan bir
toplantıya geç kalanlarda olacaktır. Toplantıyı zamanında bitirmek de önemlidir.
Katılanlar başkanın toplantıyı zamanında bitirmekteki kararlılığını görür görmez
kendilerini toparlayacak ve konuyu saptanan zamanda görüşeceklerdir.
Toplantıdan sonra en fazla zaman kaybettiren şeylerden biri alınan kararların
tek tek yazılmamış olmasıdır. Başka bir zaman tuzağı da köyü yazılmış notlardır.
BÖLÜM 6
KARAR VERMEK
“En büyük zaman hırsızı kararsızlıktır!” diyor Charles Flory. Endişe o kadar
yıkıcı bir şeydir ki, kişiyi daha günlük işlerine başlamadan yorar. Asıl kabul
edilmesi zor olan, kötü bir kararın, hiç karar vermemekten daha iyi olduğudur.
Hata Yapma Korkusu: Haklı olmaktan sonra, en iyi şey haksız olmaktır; çünkü
eninde sonunda bu sonuca varırsınız .Doğruyla yanlış arasında gidip gelirseniz
tereddüde düşer hiçbir yere varamazsınız ama kesinlikle yanılıyorsanız doğru
düşünmenizi sağlayacak bir olayla karşılaştığınız için kendinizi şanslı saymanız
gerekir.
Bir hatanın sonuçlarından korkuyorsanız çekingen biri sayılırsınız. Her kararda
risk vardır. Risksiz karar olmaz. İleri görüşlü şirket yönetimi risk alma işini
destekler. İş hayatında en büyük kayıplardan biri yenilgi korkusuyla karar
vermektir. hiç hata yapmayan kimse değerli ve işe yarar birşey de yapmıyor
demektir. Hiçbir hata yapmayan bir işletme ya riski göze almıyordur yada ölüdür.
Önemli olan hatalar değil onlardan alınan derslerdir.
Zaman Kullanımı: Karar açısından zamanın yönetimi çok önemlidir. Zaman
sınırlaması konulmuş bir iş daima hızlı bitirilir. Zaman sınırlamaları mantıklı
ve adil oldukları sürece iyi sonuç verirler.
İşe bitiş süresi koymanın en büyük sorunlarından biride gerçekçi olmayan zaman
tahminleridir.