Türkiye'nin En Kapsamlı Kitap Özetleri Web Sitesi |
Din - İslam
HADİSLERLE İSLAMDA HOŞGÖRÜ VE KOLAYLIK
Yazar: Doç. Dr. Talat SAKALLI
Yayınevi: Çağlayan Yayınları
I. BÖLÜM
RAHMET PRENSİBİ
İslam rahmet dinidir. Rahmetin “mağfiret” manası da vardır. Firûzâbâdi'ye rahmet kelimesi Kuran'da yirmi ayrı manada kullanılmıştır. Anneye ve diğer canlılara verilen rahmet duygusu Allah’ın(cc) sonsuz rahmetinin yüzde biri ancaktır. Allah(cc), rahman sıfatıyla insanları ilgilendirir “Rahm'i ve sıla-i rahmi” emreder. “Ben Rahmanım, rahmi yarattım, bu isimden ona bir isim ayırdım, seninle ilişkisini kesmeyenle, ben de ilişkimi kesmem, seninle sıla-i rahim yapmayana ben de yapmam”. Rahman sıfatıyla akrabalık bağının önemi vurgulanmıştır.
Rahman sıfatı yalnız Allah için kullanılır, rahim başkası içinde kullanılır. Bu sıfatın ayrımı “Dünyanın Rahmanı, Ahiretin Rahim'i” şeklinde kullanılır. Rahman geniş manalıdır. Allah’dan rahman sıfatıyla büyük şeyler (iman, cennet), Rahim sıfatıyla küçük şeyler istenmelidir.
Efendimiz' in (sav) gönderiliş gayesi de rahmettir. O, rahmetle kalplere girmişti. “Allah'ın (cc) rahmeti sayesinde onlara yumuşak davrandım. Eğer kaba ve katı kalpli olsaydın etrafında dağılır giderdi......”(Ali İmran,159), cihatla emredilinceye kadar rahmetle davrandı, cihat emredilince de cihadın gereğini yaptı. “Ben lanet edici olarak gönderilmedim, büyük-küçük her kusur için size rahmet olarak gönderildim” buyuran efendimiz (asm), canavar ruhlu bir kavimden medeni bir toplum çıkarmıştır ayrıca “Hoşgörülü haniflik ile gönderildim, kim benim sünnetime muhalefet ederse benden değildir” buyurarak dinin evrenselliğini ve kolaylığı belirtmiştir.
KÜÇÜKLERE MERHAMETİ
“Küçüğümüze merhamet etmeyen, büyüklerimizi tanımayan bizden değildir”, “Merhamet etmeyene, merhamet edilmez”, çocuklarını hiç öpmeyen bedeviye “Allah kalplerimizden merhameti çıkardı ise ben ne yapabilirim ki” buyurması; Oğlu İbrahim'i, süt annesinin yanında ziyaret etmek için, Medine’nin bir ucuna gidip, İbrahim’i öpüp koklaması; Hz. Hasan ve Haz. Hüseyin’i sırtına alıp namaz kılması; Köle bile olsa anne ile çocuğun arasının açılmaması, ayrılmamasını emretmesi, küçüklere olan merhametinin birer nümü nesidir
İBADET VE MUAMELATTA RAHMET
İbadetlerde, fakat ölçüsünde mükellef kılınma, prensibi hakimdir. İlk olarak, haram ve helal kılma yetkisi şariye aittir ağır yük ve takat üzerinde sorumluluğu ve böyle bir konuda gayretkeşliğe düşeni Hz. Peygamber (sav) hoş karşılamıyordu. “Müslümanların en büyüğü günahkarı haram olmayan bir şey hakkında soru soran ve sorusundan dolayı yeni bir haramın ihdasına sebep olan kişidir”.
Çok soru sorma ve kendini ilgilendirmeyen konuda tekellüfe girme mekruhtur. “Ey iman edenler açıklandığı zaman hoşunuza gitmeyecek şeyleri sormayınız...”(Maide,101).
İbadete tekellüf eden kadına Efendimiz (asm) “Allah hiç usanmaz ta ki siz usanırsınız, bıkarsınız. Gücünüz nispetinde ibadete sarılıp, ona tahammül ediniz”.
Visal orucunu da nehy edilmiştir.
Efendimiz iki şey arasında muhayyer kaldığında, günah olmayan kolayını seçerdi.
KÖLELERE MERHAMET
İslam, değişik cezalarda köleyi hürriyetine kavuşturmayı ilk sıraya koymuştur.
a- Kölem, cariyem denmez, oğlum, kızım denebilir,
b- Köleler kardeşlerinizdir. Yediğinizden yedirin, giydiğinizden giydirin,
c- Köle-efendi bir kaptan yemek yiyebilir,
d- kölelerin talim ve terbiyenin yapılması,
e- Dövmede ise yüzüne vurmama
Cevdet Paşa “Müslümanlıkta köle almak, köle olmaktır”, demiştir.
HAYVANLARA MERHAMET
Hayvanların hayat hakkı kutsaldır, zararı olmadıkça dokunulmaz. “Haksız yere bir serçeyi öldürene, Allah kıyamet gününde hesap soracaktır”(Hadisi Şerif)
Kedisini hapsederek öldüren kadının cehenneme gitmesi, hayvanın boğazlanırken bıçağın keskin olması ve hızlı kesilmesi, hayvanın canlı iken bir uzvunun kesilmemesi emredilmiştir.
“Her canlıya iyilik yapana sevap vardır.”(Hadisi Şerif)
II. BÖLÜM
İSLAM KOLAYLIK DİNİDİR
İnsan bir mücadele içindedir. Tabii aklı ile aşamadığı konularda ise vahiy ve tebliğ ile hareket edecektir.
KURAN'IN KOLAYLIĞİ
“Ana olsun ki, biz Kuran'ı düşünmek için kolaylaştırdık, ibret ve öğüt alan var mı?” (Kamer,17). Kuran her seviyede her kültürde insana hitap eder. Kolaylık, öğrenmede, okumada anlamada, müteşabih ayetler de ehli tarafından anlaşılacaktır.
Aynı zamanda da, Kuran'dan kolay gelen okunmalıdır. İmam Şafi' ye göre müminin namaz kılacak kadâr, tespih ve züdr yapacak kadar Arapça bilmesi gerekir. İmam Azama göre namazda Farsça kıraat caizdir. İmam Yusuf ve Muhammet’e göre Arapça kıraate gücü yetmeyenler için Farsça kıraat caizdir. Bir rivayette İmam Azam bu görüşünden vazgeçmiştir.
TAKAT ÜSTÜ YÜKÜMLÜLÜK
“Size bir iş emrettim mi gücünüz yettiği oranda yerine getiriniz. Bir şeyden yasakladığımda ondan da kaçınınız”(Hadisi Şerif). Allah(cc) Efendimizin ümmetini, diğerlerinin aleyhine meşveret kılmıştır. Mesela, İsmail oğullarına, elbiselerine idrar bulaştığında onu bıçakla kesme hükmünü koymuştur ayrıca Yahudilere, Hıristiyanlara elli vakit namaz, malın dörtte biri vergi vermek, vatanlarından çıkarılmak, tövbe için intiharla mükellef tutulma gibi hükümler vardır. İçyağı haram kılınmıştır. Cumartesi günü çalışma yasaklanmıştır.
HADİSLERDE KOLAYLIK
“Din kolaylıktır. Hiç kimse yoktur ki din hususunda kendini zorladığında din ona galebe etmesin. Öğle olunca orta yolu seçiniz.....”(Hadisi Şerif)
İBADETTE KOLAYLIK
1. Cuma namazı, oruç, hac, umre bazı özürlerden dolayı düşer.
2. Namazın hastalık nedeniyle rükünlarında eksiltme.
3. Namazın rükünlannı değiştirme, dâyanarak kılma, ima ile kılma, kefaret.
4. Seferde öğle-ikindi, akşam-yatsı cem etme
5. Teyemmüm
MEŞAKKAT
1. İbadetin kendisinden ayrı olmadığı meşakkat, soğukta abdest, guslün zorluğu, sıcakta oruç gibi
2. Kendisi sebebiyle ibadetlerinin düştüğü meşakkatler.
a) Ağır meşakkati öldürülme koşuluyla ibadetin terki
b) Hafif meşakkat; Bunlara itibar edilmez. Hafif ağrılar gibi
c) Orta şiddetle meşakkat; Mescide bevleden bedeviye Efendimizin (asm) müsamahası ve bevledilen yere bir kova su dökülmesini emretmesi
· Dinde kolalaştırma vardır.
· Rıfk ile muamele
· Müsamaha. İslam el-Hanifiyeti's Semha'dır. Müsamaha aynı zamanda cömertliktir.
·Alışverişte kolaylık
İBADETLERDE KOLAYLIK
Müslümanlar ümmeti vasattır. Efendimiz uzun namaz kılmak ister fakat çocuk ağlaması duyarsa kısaltırdı.
“Dinde aşırılıktan kaçınınız, sizden öncekiler aşırılıkla helak oldular”.
Efendimiz, hacda saçları bitlenen kişinin saçlarını kestirmiş ve üç gün oruç tut buyurmuştur.
Nafile oruç bozulursa kaza edilebilir.
Namaz kılan kişi, elbisesini hırsızın çaldığını görse namazı bozabilir.
RUHSAT
Haramı gerektiren külli bir asıldan istisna olmak üzere ve sadece ihtiyaç durumlarına mahsus meşakkat veren özür sebebiyle meşru kılınan hükümlere Ruhsat denir.
Asıl ve genel olup her mükellefin yapmakla mükellef olduğu hükümlere ise Azimet denir.
Hasta olan kişi iyileşince kaza etmek üzere Ramazan orucunu tutmayabilir (Ruhsat). Ruhsatın hükmü mubahtır. Ölüm karşısında necis şeylerden yemek ruhsattır.
Sahabe zaman zaman Resulullah (asm) ile sefere çıkardı. Onlardan bazısı namazı kısaltır, bazısı kısaltmazdı; kimi oruç tutar, kimi de tutmazdı.
Ruhsatın kelime manası “Yumuşaklık” demektir.
Hırîstiyan ve Yahudiler dini yaşanmaz hale getirmişlerdir.
Abdullah bin Amr bin As her gece namaz, her gün oruç tutma ile ilgili yemini ve ihtiyarlığındaki şu itirafı ilginçtir. Keşke Hz. Peygamberin bahsettiği ruhsatı kabul etseydim.
Peygamber efendimiz (asm), bazı fiillerin sahabe tarafından yanlış anlaşılır diye yapmak istediği halde yapmamıştır. Mesela, Hz. Aişe; ‘Efendimiz, kuşluk namazı kılmıyordu, ben kılıyordum’ diyor. Önceleri Teravih namazını mescitte kılan efendimiz cemaatın çoğaldığını görünce evinde kılmaya başlamış ve evlerde namaz (nafile) kılmayı tavsiye etmiştir.
III. BÖLÜM
İSLAMDA DİNİ HOŞGÖRÜ
Hıristiyanlıkta hoşgörüsüzlüğü getiren St. Augustin' dir. “ve efendi hizmetçiye dedi; Yollara ve çitlerin boyuna çık, bulduklarını içeri girmeye zorla da evin dolsun”. İncil deki bu sözü zora başvurmanın mesnedi olarak kabul etmiştir.
“Dinde zorlama yoktur”. Dine girmek için zorlama yetkisi peygamber dahi vermemiştir. “Sen ne kadar istesen de yine de insanların çoğu inanacak değillerdir”. İslam, Hıristiyan ve Yahudileri, müşrik, Mecusi ve putperestlerle aynı kefeye koymamıştır.
“İçlerinden zulmedenler hariç kitap ehliyle ancak en güzel tarzda mücadele edin ve deyin ki; Bize indirilene ve size indirilene de inandık. Bizim tanrımızda sizin tanrınızda birdir, bizde ona teslim olanlardanız”.
Dine davette üç metot söz konusudur. Hikmet, güzel öğüt, güzel mücadele. “Mazlum facir de olsa duası kabul edilir, günahkarlığı kendi aleyhinedir.”(Hadisi Şerif).
Gayri Müslimlerle olan muamelede adalet hakimdir. Bu noktada Müslim-gayrimüslim eşittir. Din farklılığı temelde Allah'ın hikmet tecellilerindendir. Ehli kitabın kadın ve çocuk cizye yoktur, ancak buluğ çağına gelmiş erkeklerden alınır. İmam Azama göre Müslim gayri Müslim’in şarabını dökse, domuzunu öldürse tazmin etmesi gerekir. Hz. Ömer, namaz vakti geldiğinde, yanında bulunan kilisede namaz kılması söylendiğinde, ‘Müslümanlar orasını mescit yaparak halkına zulmedebilir’ düşüncesiyle orada namaz kılmaz.
“Kim bir muâhede zulmeder ve gücü üstünde yük yüklerse ben onun müdafisiyim”
Hz. Ömer kapıda dilene bir ama gördü, sordu; Hangi dindensin. Dedi ‘Hıristiyan'ım’. ‘Niçin dileniyorsun?’ Dedi, ‘cizyemi ödemek için’. Hz. Ömer hazine görevlisini görevlendirdi, vergilerini kontrol ettirdi. “Sadakalar ancak fakirler, miskinler içindir” ayetine Ehli kitabı da kattı. Ondan cizyeyi kaldırdı.
Hz. Ömer'in Hıristiyan kölesi vardı. Zımminin hukukuna göre gayrimüslim bir hanımın Müslüman olan kocasının evinde haç bulundurması durumunda, koca bunu engelleyemez.
Zımminin diyeti bir Müslüman’ın diyetinin yarısıdır. Zımminin can ve mal güvenliği vardır. Ankara’da Hacı Bayram-ı Veli Camii yanında Roma mabedi, İstanbul kuzguncuktaki yan yana camii, kilise ve sinagog olması Müslüman müsamahasını gösteriyor.
TEDRİCİLİK
İçki dört merhalede yasaklanmış, riba veda haccında yasaklanmış.
Cihat, zekat ve namazı kabul etmeme şartıyla Müslüman olmayı teklif eden sahif kabileseline sadece namazı kabul ettirmesi (Rükusuz dinde hayır yoktur).
bu misallerin hiç biri İslam’ın ilk yıllarında farz kılınmamıştır.
İSLAM DENGE DİNİDİR
‘İşte böylece sizi orta bir ümmet yaptık ki, insanlara karşı şahit olasınız. Peygamber de size şahit olsun’(Bakara,143).
Cami, insanlar için bir yerdir, kilise tanrı tapınağıdır. Mimarileri bile gösteriyor. Ağlama gözle ve kalple olduğu müddetçe Allah'tandır ve rahmettir. El ve dil ile olan ise şeytandandır.
Hz. Ömer, zekat olarak Müslümanların mallarının en iyisi olmayan, kendilerinin gönül rızası ile verdiklerini kabul etmiştir.
Kızına miras bırakmamak için malını tasadduk edecek olan sahabeye Efendimiz (asm) izin vermemiştir. Ancak 1/3 yada daha azını tasadduk et gerisini miras olarak bırak demiştir.
ZARURET
Açlık nedeniyle hırsızlık yapana had uygulanmaz. Ayrıca hırsız cahilse de bilgilendirilmelidir. Soğukta gusül yerine teyemmüm yapan Amr bin As'a (ra), Efendimiz (asm) tebessüm etmiştir.