Türkiye'nin En Kapsamlı Kitap Özetleri Web Sitesi

Kuran - Hadis

KUR’AN'I KERİM BİLGİLERİ

Yazar : Osman KESKİNOĞLU
Yayınevi : Türkiye Diyanet Vakfı
Baskı : Anakara / 1993 / 336 shf.

VAHYİN BAŞLAMASI

Hz. Muhammed'e (sav) ilk vahiy Mekke'de ki Hira Mağarasında gelmiştir. İlk vahiy "İkra" ayetleridir. Vahyi getiren melek ise Cebrail (as) dir. Hz. Aişe validemizin belirttiğine göre Peygamber Efendimiz altı ay sadık rüyalarla nübüvvete hazırlanmış daha sonra kendisine yalnızlık sevdirilmiş ve Hira Mağarasına çekilmiştir. Genel görüşe göre orada Hz. İbrahim (as) 'ın şeriatı üzere ibadet etmiştir. İlk vahy ile muhatap olan Allah Rasülü hemen titreyerek eve dönmüş ve Hz. Hatice validemize "Beni örtünüz.." demiştir. O'da O'nu teselli ederek Haniflerden olan amca oğlu Varaka B. Nevfel ile görüşmesini sağlamıştır. Varaka O'na kendisine gelenin Hz. Musa'ya gelen Namus-u Ekber olduğunu ve ileride kavminin kendisine hicrete zorlayacağına haber vermiştir. Vahiy işaret etmek yazı yazmak, ilham etmek gibi manalara gelir. Vahiy meleği Cebrail (as)'dır. Hıristiyanlıkta vahiy yoktur. Yahudiler ise Cebrail (as)'a düşmandırlar. Hz. Peygamberin (sav) vahiy alış şekilleri yani vahyin mertebeleri altı şekilde olmuştur:

1- Altı ay süren sadık rüyalar şeklinde gerçekleşmiştir.

2- Uyanıkken melek görünmeksizin vahyi Peygamberin kalbine ilka buyurması ile gerçekleşir.

3- Melek insan suretinde temessül etmesi ile gerçekleşir.

(ÖRN..: Sahabeden Hz. Dıhye suretinde gelmiştir.)

4- Melek çan sesine benzer bir surette hitap ederdi ki en zor olanı buydu.

5- Cebrail asli suretinde görülmüştür.

6- Miraçta olduğu, gibi Allah'tan vahiy vasıtasız olarak almıştır.

Vahiy Peygamber Efendimize kırk yaşında Ramazan ayında bir pazartesi günü gelmiştir. 24, 27. veya 17. günü olduğu konusunda ihtilaf vardır. İlk vahiyden sonra bazılarına göre üç yıl bazılarına göre 2.5 yıl, diğer bir görüşe göre ise 40 gün vahiy kesilmiştir. Daha sonra Müddessir Süresinin ilk ayetlerinin nazil olmasıyla bu dönem bitmiştir.

İslama Davet Başlayınca Kur’an-I Kerim'in Tefsiri Karşısında Müşrikler

İslamın yükselişine engel olmak isteyen müşrikler ilk önce Hz.Peygamber (sav) Mekke’ye gelen heyetlerle temastan alıkoymak istemişlerdir. Daha sonra Nadr b. Haris gibi hikayeciler salarak halkı oyalamak yoluna gitmişler ve "Ruh nedir?" gibi Yahudi destekli sorular sormuşlardır. Fakat bunların Kur’an karşısında faydalı olmadığını görünce halkı onu dinlemekten men etmişlerdir. Fakat halktan çok kendileri gizlice dinlemişlerdir. KUR’AN'ı Kerim'in eşsiz belagatı karşısında Hz. Ömer ve Hz. Hamza gibi insanların Müslüman olması ve Müslümanlara yapılan zulümlerin tesirsiz kalması sonucu M. 617-619 tarihleri arasında Peygamber sülalesine boykot uygulamışlardır. Bu boykotta onlarla alış verişi, kız alıp vermeyi ve diyaloğu yasaklamışlardır. Müslümanlar bu boykotta ağaç kabuğu yiyecek kadar zorluk çekmişlerdir. Bu boykottan birkaç yıl sonra Hz. Hatice ve Ebu Talip vefat etmiştir. Bu yıla Hüzün Yılı denilmiştir. Hüzün yılından sonra sıkıntılar artınca kurtuluş çaresi olabilir mi diye Taif'e gidilmiş, oradan da bir sonuç alınamamıştır. Ta ki Mekke'ye hac için gelmiş olan altı Yesrib'li insanla karşılaşıncaya kadar. Bunlar Müslüman olmuşlar ve Yesrib'e dönmüşlerdir. Ertesi yıl 12 kişi, daha sonraki yıl ise 72 kişi olarak Akabe'ye gelmişlerdir. Hz. Peygamber'in içinde bulunduğu sıkıntı ve meşakkatten dolayı O'nu Yesrib'e davet etmişlerdir. Peygamber Efendimiz onlardan kendisi ve Müslümanlar hakkında koruyacaklarına dair biat aldıktan sonra bütün Müslümanlar Allah'ü Teala'nın izni ile Medine’ye hicret etmişlerdir. Bu biat hadisesine Akabe biatları denir.

MEKKE VE MEDİNE DEVRİNDE KUR’AN'IN NAZİL OLMASI

KUR’AN'ı Kerim 23 yılda tedrici olarak nazil olmuştur. Bunun 12 yıl 5 ay 13 günü Mekke'de 9 yıl 9 ay 9 günü ise Medine'de gerçekleşmiştir. Mekke'de inen sürelere Mekki, Medine'de inen sürelere ise Medeni süreler denir.

İlk nazil olan ayet "İKRA" ayeti ilk nazil olan süre "MÜDDESİR" veya "FATİHA" süresi; son nazil olan süre ise "NASR" süresidir. KUR’AN'ı Kerim ilk olarak Levh-i Mahfuzdan dünya semasına inmiş, oradan da daha çok bir sual veya bir hadise sebebi yle tedrici olarak nazil olmuştur.

Mukataat-I Süver

29 sürenin basında geçen 14 harftir. İkisi Medeni 14'ü ise Mekki sürelerde geçer. Müteşabih olan bu harflerin dikkat çekmek, remiz, şifre, süre isimleri ve Hz. Peygamber (sav) ile Alahü Teala arasında bir sır olduğunu İslam alimleri belirtmişlerdir.

Hz. Peygamber'in En Büyük Mucizesi

KUR’AN'ı Kerim en büyük mucizedir. KUR’AN'ı Kerim 42 vahiy katibi tarafından yazılmıştır. En meşhurları Mekke'de Abdullah b. Sa'd Medine'de ise Übey ibni Kab'dır. KUR’AN ayetleri kağıt, bez, deri parçaları, taş, tuğla, kürek kemikleri üzerine yazılmıştır. KUR’AN'ı Kerim'in El-kitap, Zikir, Furkan, Hüda gibi isimleri vardır.

Kur’an'ı Kerim'in Mushaf Halinde Cem'i

Sahabenin elinde dağınık halde bulunan KUR’AN ayetleri Hz. Ömer'in ısrarı Hz. Ebu Bekir'in emriyle Zeyd ibni Sabit tarafından toplanmıştır. KUR’AN'ı Kerim Allah Rasülü zamanında yazılmış, ezberlenmiş ve tilaveten cem olunmuştur. Ayetler toplanırken yazılı belge ve iki şahit istenmiş, hafızlardan dinlenmiştir. Hz. Osman (ra) zamanında Azerbaycan ve Ermenistan fethi sırasında Irak'lı Müslümanlarla Şam'lı Müslümanlar kıraat farklılığı sebebiyle ihtilaf edince Huzeyfe b. Yaman imam olacak bir KUR’AN'ı Kerim'in yazılmasını talep etmiştir. Bu konuda yine Zeyd b. Sabit, Abdullah b. Zübeyr, Sait b. As, Abdullah b. Haris'in de içinde bulunduğu 12 kişilik bir heyet Hz. Osman tarafından görevlendirilmiştir. İstinsah yapılırken Kureyş lügatı esas alınmış ve çoğaltılan Mushaflar Basra, Küfe, Şam,Mekke, Yemen'e gönderilmiştir.

Sure Ve Ayetlerin Tertibi

Süre ve ayetler tevkifidir. Yani vahye Müsteniddir Hz. Peygamber zama-nında vahiy geldikçe ayetler" Bu sürenin şurasına koyun!" diye vahiy katiplerine bildirilmek suretiyle tertip edilmiştir. Sürelerin isimleri de İhlas, Fatiha diye O'nun zamanında konulmuştur. Ayet...:Alamet, nişan, ibret manasına gelir. Mekki, Medeni: Muhkem, mütaşabih diye sınıflandırılır. Süre...: Yüksek makam, derece, şeref, alamet manasına gelir. 114 süre 30 cüz vardır. Bakara, en uzun; Kevser ise en kısa süredir. Tuval, miun, mesani ve mufassal olarak 4'e ayrılır.

Mushaf Yazısı Ve Bu Yazının Gelişmesi

İlk yazıldığında nokta'sız ve harekesiz olan KUR’AN ayetleri Arap olmayan insanların Müslüman olmasıyla yanlış okununca Muaviye zamanında Ebul Esved Eddüeli'ye emredilir. O da üstüne içine ve yanına ve altına nokta koyar. Daha sonra daire konmuş, harekeler renkli yapılmıştır. Haccac-ı Zalim zamanında birbirine benzeyen harfler noktalanmış ve Halil b. Ahmet (M. 718-786) tarafından bugünkü harekeler konulmuştur.

Kıraat İlmi Ve Kurra

Kıraat; okumak demektir. Kurra; KUR’AN'ı Kerim'i ezberleyen ve başkasına öğretendir. Hz. Osman (ra), Hz. Ali (ra), Ubey b. Ka'b (ra) sahabeden olan kurralardandır. Mütevatir olan 7 kıraat vardır. Bunlar İbni Kesir, Nafi, İbni Amir, Ebu Amr, Hamza, Kisai ve Asım kıraatleridir.

Yedi Harf Üzere Nüzül

Mütevatir biz hadiste Peygamber Efendimiz "KUR’AN'ı kerim yedi harf üzerine nazil olmuştur." buyurur. İslam alimleri Harfin manası konusunda iftilaf etmişlerdir. Fakat lügat manası benimsenmiştir. Kıraat farklılığı kabilelere aynı manaya gelmek şartıyla kendi lehçelerine göre okumalarına izin verilmiştir. Bundada esas olan kolaylıktır. KUR’AN'ı kerim'de Farsça, Türkçe, Yunanca, Habeşçe, Süryanice gibi dillere mensup kelimelerde mevcuttur.

Kur’an İnkarcılara Meydan Okuyor

Meydan okuma ilk önce bir KUR’AN daha sonra insanlardan ve cinlerden yardım istemeleri daha sonra on süre, daha sonra ise bir süre getirmeleri şeklinde gerçekleşiyor. Fakat müşrikler aciz kalıyor.

Peygamber (sav) 'in nübüvvetinin sonlarına doğru Müseyleme, Seca, Tüleyha ve Esved-ül Ansi gibi yalancı peygamberlerde zuhur etmiştir.

Kur’an'ın İcazı

KUR’AN belagat ve fesahat, nazm-ı acip ve üslubu garip, gaybten haberler, geçmiş asırları beyan noktasında mucizevidir. KUR’AN' Kerim'de nasih ve mensuh ayetler vardır. Bazı ayetler hem tilaveten hem de hükmen nesholunmuştur. Bazı ayetler ise sadece hükmen nesholunmuştur.

Surelerin başındaki besmele konusunda Hanefiler " Müstakil bir ayettir. Sürenin cüz'ü değildir. Ayırmak için teberrüken yazılmıştır. Hanbeliler "Fatihanın başından bir ayettir." derler.

Mezhepler arasında KUR’AN'ın anlaşılması için tercüme yapılması konusunda ittifak vardır. Tercümeler bazen kelime kelime, bazen de cümle olarak yapılmıştır.

Tefsir

KUR’AN ilmi tefsir ve kıraat olarak ikiye ayrılır. Tefsir, müfredat ve el fazı şerh ve izaha denir; mana ve cümlelere Müteallik olanlara da te'vil denir.

Rivayet ve nakillere dayanarak yapılan tefsirlere rivayet, rivayet tefsirine dayanarak ulemanın ayetleri tefsir etmesine ise dirayet tefsiri denir. KUR’AN'dan hüküm çıkartmak için dirayet tesirine ihtiyaç vardır. Sebeb-i nüzül'e bakıyor, nasih ve mensuhu dikkate alıyordu. İbni Cerir Taberi'nin tefsiri rivayet tefsiridir. Fahrettin Razi'nin Tefsir-i Kebir'i ise Dirayet tefsiridir. Sahabeden Raşit halifeler İbni Mes'ut, İbni Abbas; Tabiinden Mücahit, İkrime, Hasan Basri; Tebei Tabiinden ise Süfyan b. Uyeyne meşhur tefsircilerdir.

KUR’AN - Kerim Tefsirlerine Tevrat ve İncil'e ait bilgiler manasına gelen İsrailiyyat karışmıştır. İsrailiyyat'ın tefsirlere karıştırılması değişik sebeblerle olmuştur. Batıniler gibi İslam düşmanları tarafından, halkın hoşuna gitmek için bazı hikayeciler tarafından, Şia, Hariciler gibi batıl siyasi fırkalar tarafından israiliyyat tefsirlere sokulmuştur. Bu konuda saha bininde KUR’AN'da geçen Tevrat ve İncil'e ait meseleleri öğrenmek için Ehl-i Kitab-a müracaat etmeleri de etkili olmuştur.

Kur’an Dinin Esasıdır

İslami ilimler KUR’AN'ı Kerim'e dayanır. KUR’AN'ı Kerim'de ilahiyat, nübüvvet, semiyyet, ibadet, adalet ve kıssalar vardır.

KUR’AN'ı Kerim'deki emir ve nehiyler Makasıd-ı Hamse içindir. İslamda Müsavaat, uhuvvet, hürriyet ve adavet vardır. Dil, din, renk ayrımı olmayıp insan haklarını en güzel bir şekilde dile getirir.

KUR’AN VE İLİMLER

İslamda Din Ve İlim Nizaı Yoktur

KUR’AN ayetleri müminleri ilme teşvik eder. Kainattaki kanunlardan ziyade eşyanın perde arkasına dikkatleri çekip tabii ilimlere zımnen temas eder. KUR’AN ilimler konusunda illiyet prensibinin değil imkan ve ihtimaller üzerinde durur, atom üzerindeki çalışmalarda bunu kuvvetlendirici mahiyettedir. KUR’AN'ı Kerim'de dünyanın yaratılışı, rüzgarla vs. aşılamanın yapılması gibi bugün tespit edilen ilmi gelişmelere delalet eden ayetler vardır.

Kur’an'ı Kerim Mahluk mu ?

Mutezile mezhebi taaddüdü kudemaya sebep olur ve bu sebeple bir çok insanın şirke girebileceği endişesinden dolayı KUR’AN'ı Kerim'in mahluk olduğu görüşünü savunurlar. Mutezile'nin kurucularından Ebu Huzeyl Allaf Abbasi halifesi Me'muna hocalık yapmıştır. Me'mun ise mutezile alimlerinden olan Ahmet b. Ebu Duad'ın kışkırtmasıyla KUR’AN'ın mahluk olduğunu bütün İslam alimlerine kabul ettirmeye çalışmıştır. Çoğu zaman bu konuda İslam alimlerine işkenceler yapmıştır. Bu konuda sadece Muhammed b. Nun ve Ahmet b. Hanbel direnmiştir. Bu sebeple Ahmet b. Hanbel çok ağır işkencelere maruz kalmıştır. Bu düşünce Muttasım ve Vasık zamanında da devam etmiştir. Ehli sünnete göre ise KUR’AN mana bakımından kadim, lafız bakımından ise mahluktur.

Tahrif İddiaları

KUR’AN'ı Kerim'in tahrif edildiğini iddia eden çok Müsteşrikler çıkmış fakat dayandıkları deliller sajlam olmamıştır. Bu deliller özellikle nasih ve mensuh konusunda ve KUR’AN'ın cem edilmesi konusunda olmuştur. Peygamber Efendimizin (sav) KUR’AN'ı Ehli Kitaptan, Rum köleden, demirci köleden aldığını iddia edenlerde çıkmıştır. Avrupa'da gerek devlet adamları gerekse edebiyatçı ve filozoflar İslamiyeti kötülemekle beraber Prens Bismark, Tolstoy, Goethe gibi metheden insanlarda çıkmıştır.

- - -

   UNONIC - United Names Organisation. smartdots. smart dots for a smart net.