|
Türkiye'nin En Kapsamlı Kitap Özetleri Web Sitesi |
Roman
AŞK BAHÇESİ
Yazarı: BÜRHAN CAHİT MORKAYA
Roman 1925 yılında yayımlanır; kırka yakın eser veren Morkaya, 1930’lu yılların en çok okunan yazarlarından biri olarak yerini alır.
Romanın Özeti
Tüm detaylarıyla bilgi sahibi olamadığımız, Adana' da makine mühendisliği ile iştigal olan, Sacit adında, 35 yaşındaki romanımızın baş kahramanı ve yazının, yaz tatili için İstanbul'a gelmesi ile başlayan, İstanbul'un eğlence ve gezi mekanlarını, zevk, sefa ve aşkla atılan turalarla gününü gün etmektedir. Yine bu eğlence turlarının, bir kokteyle dair izlenimlerle başlamaktadır. Kendisine eğlence mekanlarında ve normal hayatında eşlik eden, yakın arkadaşı Osman vardır. İkisi de olgunluklarının ve karizmalarını doruğunda insanlardır. Osman, Müzeyyen adında evli eğlence ve gece hayatına düşkün bir kadına aşıktır. Sacit ise tanışalı iki hafta olan Cazibe hanıma takılmaktadır.
Sacit'in duygularında bu kadına karşı aşk yoktur. Sadece onu elde etmek ve bir yenisine yelken açmaktır. İlk etapta kocasından kaynaklanan aksaklıklar yüzünden amacına ulaşamamış; fakat ilerleyen günlerde kır gezilerine ve davetlere beraber iştirak etmişlerdir. Cazibe hanım giderek Sacit'e yakınlaşır. Artık o da Sacit'le birlikte olma arzusu ile doludur. Yine bir davet ve gezi ertesi bir punduna düşürüp, İstanbul’dan bir saatlik uzaklıkta olan adadaki kaldığı otelde arzuladığı bir geceyi Cazibe hanımla geçirmeye muvaffak oplur. Bu gelişmeler cereyan ederken ada ile İstanbul arasında müthiş bir dedikodu trafiği yaşanmaktadır.
Sacit'in yaptıkları anında davet arkadaşları ve Osman'a ulaşmaktadır. Osman hala Müzeyyen Hanımın peşindedir. Sacitle adadaki otelde buluşur bu akşam nereye gideceklerine karar verirlerdi. Bir kokteylde karşılaştığı okul döneminden arkadaşı Kamuran, Sacit'i ve diğer kendisi gibi evli kadınları yemeğe davet eder. Cazibe Hanımla arzularını bastıran
Sacit, yeni bir bir aşk kadını arama çabalarına koyulmuştur. Bu arada Osman'ın Müzeyyen hanıma dair anlattıkları Sacit'i sıkmıştır. Ondan elinden geldikçe uzak durmaya çalışmaktadır. Kamura'nın yemek davetine Osman'ı kandırarak yalnız bekar olarak kendisi katılmıştır. Yemekte Osman'ın aşkı Müzeyyen Hanımda vardır. Davetten ayrılırken Müzeyyen Hanım arabalarında yer olduğunu gidecek varsa götürebileceklerini söyler. Sacit tam arabaya doğru yönelirken Kamuran’la göz göze gelir. Kendiside biliyordu ki kısa zamanda bu dedikodu yayılacaktı. Binmek istiyordu ama cesaret edemiyordu. Tekrar adaya dönen Sacit iki gün aradan sonra otelde Müzeyyen Hanıma rastlar.
Uzun sohbetler ve danstan sonra Müzeyyen Hanımla birlikte olma temayülleri baş gösterir. Bir yığın iltifat ve gezi turları sonunda Cazibe Hanımla yaşadığı gece gibi bir geceyi de Müzeyyen hanımla geçirir. Sacit doyumsuz gecenin ardından tekrar bir yenisini ekleme düşüncesindedir. Müzeyyen Hanım Takıldığı gruptan Lale adında genç bir kızla (bilgi yelpazesi. com) meşgul olmaya çalışır. Bu meşguliyet sırasında Cazibe ve Müzeyyen hanımı da unutmaz ilişkilerini sürdürür. Sacit’in İstanbul'da oturan zengin bir halası vardır. Halasına uğradığı bir günde Lale ve annesine rastlar. Annesiyle tanışır ve karşılıklı birbirlerini beğenirler. Ziyaret sonrası beraber ayrılırlar. Aynı araba ile onları evlerine bırakır.
Yolda geçen muhabbetlerle arayı iyice yumuşatır. Lale Sacit'in halalarında karşılaştığı gün yaptıkları danstan etkilenir ve bilmediği dans figürlerini kendisine öğretmesini istemiştir. Bir gün sonra sözleştiler ve Lalelerin evinde buluştular. Bu arada Lale'den hoşlanmaya başlamıştır ve Lale hakkında ciddi düşüncelere dalmaya başlamıştır. Yine eskisi gibi fakat bu kez daha değişik arzuları beyninde tasavvur ediyordu. Osman’da artık Müzeyyen hanım'dan ümidini kesmiştir. Artık Cazibe Hanıma takılmaya başlamıştır. Ancak Osman, Sacit’in Cazibe ve Müzeyyen Hanımla yaşadıklarından haberi yoktur. Artık Sacit bu eğlence mekanlarından bıkmış, bir günlük bir saatlik alemlerden uzaklaşmak istemektedir. Bu duygular içindeyken Lale'de onu açmaz ve eskisi gibi ilgi göstermez olur.
Bir gün adaya Kamuran geldi. Eski arkadaşını yemeğe davet etti. Yemek sonrası biraz içki aldıktan sonra gezi turuna çıktılar. Kamuran dertliydi. Kocası onu aldatmış, ihanete uğramıştı. İçini Sacit'e dökmeye başladı. Sacit onu dinliyor teselli etmeye çalışıyordu. Kamuran’dan hoşlanıyordu ama diğer kadınlar gibi ondan faydalanmak istemiyordu. Beraber ağlaştılar, uzun uzun dolaştılar. İzzet-i nefsi zedelenmişti. Acıklı gecenin ardından birkaç gün sonra adaya geldiğin de Kamuran gene oradaydı. Yine yemek yediler ve beklenmedik bir anda Kamuran’a evlenme teklif etti. Kamuran bu teklif karşısında çok şaşırdı. Sacit kararını öğleden sonra vermesini istedi. öğleden sonra kararını veren Kamuran teklifi kabul etti.
Sacit bu karara çok sevinir ve eski günlerin üstüne bir kara çarşaf çeker. Hemen Kamuran kocasından boşanır. Sacit ise Adana'daki işlerini halledip İstanbul'a döner. Artık Sacit kendine yeni ve temiz bir sayfa açmıştır.
Romanın Konusu
İstanbul'un mesire yerlerinde geçen bu günkü deyimiyle, sosyete kesimin yaşantısından olaylar nakledilir. Bu olaylarla dönemin siyasi ve sosyal şartları arasında sıkı bir ilişki vardır. Böylesine bir özgürlüğü yaşamamış İstanbul'un zengin ve hafif meşrep kadınlarının yaşantıları gözler önüne serilir. Oluşan yeni şartlar karşısında insanların nasıl bir dağınık hal aldığı ifade edilmiştir.
Romanın Ana Fikri
Günlük eğlencelerin insana hiçbir fayda getirmeyeceği ve insanın her ne koşulda olursa olsun değişen, gelişen veya oluşan durumlar karşısında her zaman iradesine hakim olmalıdır. Bunun aksi hali toplumsal bozulmanın önlenemeyecek boyutlara ulaşmasına neden olur. Karşılaşılan olaylar ve durumlar karşısında nasıl davranılması gerektiği düşünce imbiğinden geçirilerek uygulamaya konulmalıdır.
- - - |