NASIL BİR
YÖNETİCİSİNİZYazar : Charles MARGERİSON
Yayınevi : İlgi Yayıncılık
Baskı : İstanbul
GİRİŞ :
Yöneticiliğe Yaklaşımınız Nasıl?
Ne tip bir yöneticisiniz? Yöneticiyi, başkalarının yaptıkları
işten sorumlu kişi olarak tanımlıyoruz.
Herkesin çalışma yolu farklıdır, başarılı olabilmesi için
güçlü yönlerini geliştirme, zayıf yönlerini de en aza indirmesi gerekir.
‘Yöneticiler eğitilebilir mi?’ sorusuna evet diye cevap verilebilir. Her insan
fıtratına göre yönetim tarzı sergiler. Zeka, öğrenimle bir noktaya getirilse de,
önemli bölümü anne ve babamızdan kalıtımsal olarak kalmaktadır. Acaba bir okulu
idare eden yönetici, aynı şekilde fabrikayı da idare edebilir mi? Yazar, bütün
koşullarda ve farklı durumlarda etkili olabilecek bir önderin var olmadığını ileri
sürüyor. Kişilerin yeteneklerini ortaya çıkarıp ona göre istihdam edilmesi
gerekmektedir. Kişi, beceri ve yeteneklerini geliştirip daha çok öğrense de kolay
kolay kişiliğini ve çalışma biçimini değiştiremez.
Yöneticinin görevleri nelerdir?
Yönetim işetmenin can damarıdır. Yöneticinin eski otoritesi
zayıflamıştır. Çoğunluk otoriter kişilerden hoşlanmamaktadır. Kişiler bu
saygıyı ilerindeki başarı ile kazanmak zorundadırlar. Bu gün artık ‘rıza’
yoluyla yönetim çağını yaşıyoruz. Steward, yaptığı araştırmalarda
yöneticilerin vakitlerini % 75’ini başkaları ile konuşarak geçirdiğini saptamış.
Bu yönden, konuşma yeteneği yönetici için önemlidir. Yöneticiler hem konuşmayı,
hem dinlemeyi bilmelidirler.
Dikkat! ‘Bu kitabı kendi kendinize uygulamanız gerekmektedir.
Kitaba hiçbir katkıda bulunmayıp, okuyanlar ondan bir şeyler istifade edemezler. Kitap
sizden çok şey istemektedir. Ancak, bütün testleri buraya kaydetmemiz zor olduğu
için bu size bir fikir verebilir.
BÖLÜM I
Ne tür bir işiniz var?
İnsanlar Ve Zaman:Burada kime ne kadar
zaman ayırdığınızı düşünebilirsiniz.
Zamanınızı nasıl ölçersiniz.
Olayları kayda geçirmenin, her dakikayı kaydetmenin dışında daha
kolay bir zaman izleme yöntemi vardır.
Faaliyet analizi: Bu analizde işinizin belli bölümlerini
içerdiğini kendi tecrübelerinizden bildiğiniz önemli faaliyetleri saptayın. Sonra,
her faaliyete ayırdığınız zamanı günlüğünüze kaydedin. Unutmamak için her saat
başı, o önemli faaliyeti yazın.
Bir yöneticide aranması gereken en büyük özellik, konuşma
becerisidir. İkincisi de yöneticilerin kendi zamanlarını planlamada güçlük
çekmeleridir.
Yönetim rolleri aşağıdaki gibidir:
1-Şef, 2-Grup lideri, 3-Aracı, 4-Bilgi, 5-sözcü, 6-Girişimci,
7-Kaynak dağıtan, 8-Sorun çözen, 9-Pazarlıkçı, 10-Kişisel.
Bunları düşünüp gelecek yıl şu sorulara cevap aramalısınız.
1-Gelecek yıl şu işlere daha az zaman harcamalıyım:
2-Gelecek yıl şu işlere daha fazla zaman harcamalıyım:
3-Gelecek iki, üç ay içinde başarmayı planladığım en önemli
şeyler şunlardır.
Yaptıklarınızı yazmak, anlaşılması çok güç olan şeyleri
açıklığa kavuşturmanın bir yoludur. Bir yöneticinin görevi önce kendisini, sonra
diğerlerini organize etmektir.
-Zamanınızı alan başlıca faaliyetler nelerdir?
-ilerleme için hangi engelleri aşmak zorundasınız?
-Rolünüzü geliştirmede ne gibi seçenekleriniz var?
Görevlerin değerlendirilmesinde, yapıcı bir yaklaşım:
1-Gözden geçirilen dönem içerisinde, astınıza yaptığı önemli
işlerin bir listesini hazırlamasını isteyin. Bu dönem, üç ile altı ay, en çok bir
yıl olmalıdır.
2-Toplantının ilk bölümünde olumlu yönler üzerinde durun.
Bunların nasıl daha fazla geliştirilebileceği üzerinde plan yapın.
3-Zayıf, eksik bölümleri sona bırakın, ona soru sorarak
sebeplerini araştırın.
4-Yöneticinin, konuları astıyla eğitim ya da rehberlik
çerçevesinde tartışması önemlidir. Yönetici, astı istediği sürece onu eğitmeli,
astının hedefinden sapma görürse rehber olmalıdır.
İşinizi bilin
Bazen çok konuşur, hiçbir iş yapmayız. Ama bazen de yeterince
konuşmayız. Bana kalırsa yöneticiler ve astları yönetimin rolünün ne olduğunu ve
görevlerin nasıl yerine getirilmesi gerektiğini aralarında oturup konuşmuyorlar,
sonuç olarak her şey ile ilgili kişilerin davranışlarına bağlıdır. Bu yüzden
yöneticinin olumlu bir davranış ortamı oluşturması çok önemlidir.
BÖLÜM II
Çalışma Hayatınızın Neresindesiniz?
Yönetim basamaklarında yükseldikçe sonucu beklemekte zorlaşır.
Olayları mümkün olduğunca önceden görmek ve plan yapmak icabeder. Hepimizin
davranışlarımızı etkileyen planları vardır. Ama bilincinde değilizdir.
İlk işiniz neydi? Şimdiki işinize benziyor muydu? Bu soralar cevap
aranabilir:
Bir örnek: Mühendisler ve yöneticiler:
Soru: ‘Neden mühendislerimizi yönetici durumuna gelip terfi edince
başarılarında bir düşüş oluyor’?
Mühendislerle, işlerindeki değişiklik hakkında konuştum.
Mesleklerinde dönüm noktasına gelmişlerdir. Çoğu huzursuzdu. ‘Saatlerce
toplantılarda oturmaktan başka bir şey yapmıyorum’ dedi birisi ‘Yönetici
olduğumda ne yapacağımı bilediğim için kendimi suçlu hissediyorum’ dedi diğeri.
Şimdi mühendislerden teknik bilgilerinden ziyade planlama,
programlama, insan ilişkileri ile ilgili konular isteniyordu.
Neredesiniz?
Kendi durumunuzu düşünün. Dönüm noktasına mı yaklaşıyorsunuz,
yoksa şu anda o noktadan geçmek temisiniz.
Sizinle aynı düzeyde olan iş arkadaşlarınızla toplanın ve
onların neler yaptıklarını, yeni işe nasıl yaklaştıklarını görmek için seminer
düzenleyin.
Başkalarının sizden beklentileri, sizin yönetim görevlerinizin
gerçeklerini anlamanızda çok yararlı olabilir. Yakınınızda ki kişilerin
beklentileri olması, size baskı yaptıkları anlamına gelir. Sizden maddi bir şeyler
bekleyeceklerdir. Toplantılara katılmanızı bekleyeceklerdir. Beklentilerin
planlanması; bir süre, örneğin üç ay zaman tanıyın, neler yapılması lazım
geldiğini belirtin. Ancak toplantılar düzenleyerek ve sorunları konuşarak baskı ve
beklentilerle başa çıkılabilir.
Yöneticilerin çoğu zanlarını işle ilgili planlar hazırlamakla
geçirirler. Aynı ilke, kendinizi yönetmekte de geçerlidir. Yönetimde yükseldikçe
hiçten bir şeyler oluşturabilme’ yeteneği daha çok önem kazanmaktadır.
BÖLÜM III
Nasıl Bir İşte Çalışmayı Tercih Ediyorsunuz?
Kişilere seçenek verilirse, çoğumuz hangi işlerden
hoşlandığımızı ve o işi nasıl yapmak istediğimizi biliriz. Bu ilke çoğumuz
için geçerlidir. Bazıları düzenli çalışmaktan hoşlanırlar Ötekiler fikirlerini
ve yaratıcı güçlerini gerektiren işleri benimserler. Bazıları başkaları ile
beraber çalışmakta güçlük çekerler, fakat nedenini bir türlü anlayamazlar. İş
tercih profillerini kıyaslamak ve kişinin işini nasıl yürüttüğünü tartışmak
çok yararlı olabilir. Böyle bir tartışma sonucu karşınızdakinin tercih ve
becerilerini anlayabilir, birbirinizi tamamlayabilirsiniz. Yönetimde yükseldikçe hem
sistemli, hem de yaratıcı olmak zorundasınız. Bu nedenle bir yaklaşımınız
güçlü, diğeri zayıfsa, zayıf olan yönünüzü tercihlerinize aykırı düşse bile
geliştirmeye çalışmalısınız.
İş Seçimi
Çoğu insanın, onları belli bir mesleğe çeken ya da iten bir
takım kişisel nedenleri vardır. Kendi işinizi düşünün! İşinizden memnun musunuz?
Kaç kez iş değiştirdiniz. Çoğumuz bizi ilgilendiren konularda meslek seçeriz.
İyi bir ekip oluşturma;
Bir yöneticinin görevi kişinin tek başına etkili bir biçimde
yapamayacağı bir işin bir ekip oluşturmaktır. Bu yüzden her ekipte beceri ve
yeteneklerin dengede olması gerekir.
Satıcı: Kafasında iyi bir fikri olan ve bu fikri başarıya
ulaştırmak için büyük riskleri göze alan kişidir.
Yenilikçi: Yenilikçi de bir çeşit kaşiftir. Ama büyük riskleri
göze almaktan kaçınır. Yenilikçi yeni fikirler üretir.
Uyumcu: Uyum sağlamaktan hoşlanan kişi ya da koordinatör.
Standartların, değerlerin ve ilkelerin üzerinde önemle durur. Temelde düzenli kafa
yapısına sahiptir.
Düzenleyici: Bu kontrolcü tip, ötekinin tam tersine sistemleri
yürütmekten, makine, para ve diğer somut şeyleri düzenlemekten hoşlanan kişidir. Bu
da ayrıntılarla uğraşmayı sever, kurallara önem verir.
Siz dairenin neresindesiniz?
BÖLÜM IV
Kendinizi Nasıl Görüyorsunuz?
Kendimizi zeki, yetenekli ve bilgili görürsek, sabırsız, kararsız,
yavaş ve yetersiz kişilerden daha farklı görürüz. O yüzden kendi görüntümüz,
sürdürdüğümüz yaşam tarzının temelidir.
Kişisel Tercih İndeksi:
Toplumsallık Puanı: Bazıları arkadaşlıktan ve başkalarının
yakınlıklarından hoşlanır. Görünmeyi tercih ederler. Böyleleri çevrelerindeki
kişilere açık olurlar. Patronun personeli üzerinde kesin tavrı olmalıdır. Personel,
patronla eşit olmadığını hissedecek, ama eşitmiş gibi konuşabilecektir.
Güç Puanı: Gücün ne anlama geldiğini anlamak için kendi
işletmenizi düşünün. Öteki departmanlarla kıyasla, kararlar üzerinde söz sahibi
misiniz? İş dağılımı, bütçe, terfiler ve ücret artışları konusunda karar
kimdedir?
Bir işletmede güçlü kişi çalışanları ve kaynakları etkileyen
kişidir. Kendi istedikleri yapıldıkça, çoğu insan seve seve gücü başkalarına
verir. Asıl güçlü kişi, kendi kararlarını onaylamayanlar konusunda tedbir yetkisine
sahip olanlardır. Kullanış biçimi çok önemlidir. Astlar, yöneticiyi, adil
davranışlarına bakarak yargılarlar.
Mc.Celelland ‘Yöneticilik görevi, işleri tek başına daha iyi
yürüten birinden çok, başkalarını etkileyebilen birini gerektirir’
Burnham ‘Dahası yöneticinin yetki arzusu, başkaları tarafından
sevilme arzusundan fazla olmalıdır’.
Ellerindeki gücü iyi kullanan önderler, aynı zamanda insan
ilişkilerine de önem vermişlerdir. Modern işletmelerde artık güç ve otoritenin
yerini, sorun çözebilen yetenekler almışlardır.
Başarı Puanı: Yüksek başarı puanı, sizin işe yaklaşımınızı
gösterecektir ve çok çalışmaya hazır başarı kazanmak isteyen yüksek hedefleri
olan kişidir. Başarılı bir yönetici kendisi ve ekibi için ulaşılması mümkün ama
çaba gerektiren hedefler saptamaktadır.
Ne Yapmalısınız?
Toplumsallık: Geliştirmek istediğiniz becerinizi saptayın.
Örneğin, mülakat, toplantılarda konuşma, iş yemeklerinde rahat olabilme gibi...
Sonra yeni fikirlerinizi yavaş yavaş uygulayın. Örneğin, karakter olarak kapalı
birisi iseniz, girgin biri olmaya kalkışmayın. Ama açık sorular sorarak
ilişkilerinizi geliştirebilirsiniz.
Güç: Güç ve yetkiyi çoğaltmanın tek yolu, terfi etmektir.
Terfinizdeki en büyük faktör, şimdiki işinizde gösterdiğiniz başarıdır.
Başarı: Daha çok üretmek istiyorsanız, size neyin engel olduğunu
bulmaya çalışınız. Bilgi, teknik, teknoloji ya da kaynak eksikliği mi? İşletme
içindeki engellere bakın. Sorunları belki de kolaylıkla çözebilirsiniz. Başarılı
kişiler, başaracaklarına inananlardır.
BÖLÜM V.
Neler Sizi Ve Başkalarını Çalışmaya Özendirir
Önce bizi etkileyen güçlerin açık bir analizini yapmak gerekir.
Kişisel Güçler: İçimizdeki güçlerdir. Örneğin,
acıktığımızda harekete geçeriz. Kendi kendinize ‘Kişisel ihtiyaçlarım
yüzünden neler yapıyorum?’ diye sorun.
İtici Güçler: Çalışma hayatında üstünüzün sizden
beklentileri de büyük bir itici güçtür. Aynı şekilde astlarınızın ve iş
arkadaşlarınızın üzerindeki baskı da itici güçlerdir. Şöyle sorun: ‘Bende
itici gücü meydana getiren başkalarının beklentileri nelerdir?’
Çekici Güçler: Sizin dışınızda var olan ve sizi çeken
güçlerdir. Yeni araba, ev almak gibi...
BÖLÜM VI
Toplantılarınız Başarılı Mı?
Hangi yöneticiyi ararsanız, büyük ihtimalle toplantıdadır.
Toplantıların boş yere vaktinizi aldığını mı düşünüyorsunuz? Gerektiğinden
fazla mı toplantı yapılıyor? Toplantıların başarılarını ölçmek için bir
sistem bulunamamıştır.
Görev, İlişki Endeksinin Kullanımı
1-Ekip Toplantılarının Gözden Geçirilmesi: Toplantıların verimli
olup-olmadığını gözden geçirmek için zaman bulmak hayli güçtür. Ama
toplantıları gerçekleştireceksek, gözden geçirmeye ayıracağımız zaman,
toplantılarda boş yere harcanacak zamandan çok daha az olacaktır. ‘Bir sonraki
toplantımız nasıl daha fazla verimli olabilir?’ diye soru sorulabilir.
2-Tartışmalar İçin Bir Liste: Kurs sırasında tartışırken
kullanabilecekleri bir liste verilebilir.
3-İş Alıştırmaları: Kurslarda sık sık alıştırmalar
yapılabilir.
Gruplarda Sorun Çözmenin Olumlu ve Olumsuz Yanları:
1-Bir yönetici, kırgınlıklara yol açmadan, yenilik getirebilecek
bir tartışma ortamı yaratma yeteneğine sahip olmalıdır.
2-Tartışmayı yöneten kişi, sorun çözme işleminin ayrı yönleri
üzerinde durulmasını sağlarsa, çözümün niteliği ve kabul ediliş biçimi
gelişecektir.
3-Bir ekibin birlikte çalışabilmesi için yöneticinin,
değerlendirmekten çok, anlamak amacıyla dinlemesi, üyeler arasındaki doğru
iletişimin sorumluluğunu üstlenmesi, ifade edilmiş duygulara karşı duyarlı olması,
azınlıkta kalan görüşleri koruması, tartışmayı yönlendirmesi ve özetleme
yeteneğine sahip olması gerekir.
Toplantılarda Davranışlar
-Arayan Davranışlar (Öneri araya, açıklama arayan, tepki arayan,
fikir birliği arayan)
-Veren Davranışlar (Öneride bulunan, katkıda bulunan, destekleyen,
zorlukları belirten)
-Rockham’a göre en önemli davranış, başkalarının sözlerine
olumlu katkıda bulunabilmektir. Toplantılarda ‘En iyi fikri nasıl üretebiliriz?’
havası olması gereklidir. Anlaşma sağlanamazsa, beyanda bulunmaktan çok, soru sormaya
başlayın. Böylece toplantıdaki sorunlara eğilmeye teşvik edeceksiniz.
BÖLÜM VII
Öğrenme Yönteminiz Nasıldır?
Yöneticilik, sürekli öğrenme işlemidir. Yönetici hergün
karşısına çıkan sorunları nasıl yoluna koyacağını öğrenmek zorundadır.
Tecrübe İle Öğrenme: İnsan, golf sahasına gidip, on sekiz delikte
oynayarak, bu konuda çok şey öğrenebilir. ‘Uygulayarak öğrenme’ de diyebiliriz.
Bu yöntemde, deneme ve yanılma ağırlık taşır. İş hayatında ise çalışarak
öğrenmektir.
Pasif Öğrenme: İyi bir konferans ya da kitap, ne yapacağımız
konusunda kafamızdaki soruları cevaplayabilir.
İyi Örneklerle Öğrenme: Başkalarını izleyerek çok şey
öğrenebiliriz. Kişisel, özellikle de bir işletmede yönetimin alt basamaklarında
olanlar sürekli üst düzeydekilerin davranışlarını gözlemler. Hem iyi, hem de
kötü yanlarını görür. Önemli nokta her düzeydeki kişi, bizler için
öğrenebileceğimiz bir örnek oluşturur.
Özel Rehber: İyi organize edilmiş rehberlik, öğrenmenin en etkili
yoludur. Uygulamada astlarla bir anlaşmayı nasıl yaptıklarını, ya da raporları
hakkında ne düşündüklerini konuşmak anlamına gelir. Öğreterek harcanan zaman,
asla boşa gitmez. Asıl sorun, bu işi başarıya ulaştıracak beceri ve zamana sahip
çok az kişinin bulunmasıdır.
Düşünüp Tartışarak Öğrenme: Düşünme ve tartışmanın
öğrenimin çok önemli bir yanı olduğuna inanıyorum. Öyle ise, bunu zaman bularak
sık sık gerçekleştirmemiz gerekir.
Uygulamada Mükemmele Doğru: Öğrenmekten söz edebiliriz. Ama asıl
önemli olan ‘davranışlar’dır. İşin başında riski göze almak istemeyiz.
Bildiklerimizi uygulayabileceğimiz ortam gereklidir. Fazla riske girmeden personele
becerilerini gösterebilecekleri projeler verilebilir.
Hareket
En önemli nokta, bir hareket planı oluşturmaktır. Size çok yeni
olan bir dalda (örneğin finansta) herşeyi birkaç günde öğrenmeyi beklemeyin. Asıl
önemlisi, yaptıklarınızı düşünebilmek için kendinize zaman ayırmanızdır.
Başarılı gelişmenin anahtarı, tecrübelerin üzerinde düşünebilmektir.
Etkili Yönetimin Anlamında Hemfikir Miyiz?
Etkili bir yöneticinin ne olduğunu, etkisiz bir yöneticinin ne
anlama geldiğini bilmek gerekir. Bu arada işin olumlu ve olumsuz yanlarını da
açıklığa kavuşturmalıyız.
Etkili olmak, insanın, durumun gerektirdiği şekle uygun hareket
etmesi demektir. Ama bu tanım da bir noktada yetersiz kalıyor. Ne yapmamız gerektiğini
öğreneceksek, daha açık olmalıyız. Genel anlamda yönetmek şu anlama gelir; bir
grubun tek başına yapacağı işleri, onunla birlikte çalışıp başarmak ve
gerçekleştirmektir. O yüzden etkili olabilmenin bir yanı da, bir yöneticinin kurduğu
ilişkiler ve bu ilişkileri yürütmesidir. Buna ek olarak etkili olabilme konusu,
yöneticinin teknik yönden yeterli ve çalıştığı işte bilgili olmasını da
içerir. Üzerinde durulması gereken, bu teknik yön ve kişisel ilişkilerdir.
Tanıdığımız Yöneticiler
Etkili yönetimden neyi kastettiğimizi bir düşünelim. Hepimiz
birkaç yöneticiyle çalışmışızdır. Yaptıklarını görmüşüzdür. Bazen
hareketlerine hayran olmuş, bazen de eleştirmişizdir. Başka bir deyişle, onların
etkinliğini yargıladığımız olmuştur.
Yöneticinin etkinliği üzerinde dururken, önce kendi
tecrübelerimizle işe başlayalım. Daha sonra, bu konuda yapılan araştırmaları
inceleyeceğiz. Bu bölümdeki alıştırma da, bu araştırmaların uygulamadaki
değerini ölçecektir.
Etkili Yönetimin Kıyaslamaları
İnsanın kendi tecrübeleri çok değerli birer yol göstericidirler.
Ama bu tecrübeleri başkalarıyla paylaşmak da bir o kadar önemlidir. Sizin etkili
davranış olarak tanımladıklarınızı, başkaları da aynı biçimde mi
değerlendiriyor? Aynı şekilde, sizin etkisiz olarak tanımladığınız noktaları,
başkaları da kendi tecrübeleriyle destekliyorlar mı?
Bu bilgileri küçük bir grup içinde paylaşıp kıyaslamak çok
yararlı olacaktır. Grupta üyeleri bu maddeler üzerinde fikir birliğine varırsa,
elbette etkili bir yöneticinin nasıl davrandığı ortaya çıkacak ve herkes
tarafından kabul edilecektir. Aynı zamanda hangi hareketlerden kaçınmamız ve hangi
hareketleri benimsememiz gerektiğini de anlayacağız.
Etkili Yönetimin Başlıca Yanları
Etkili yönetimde kendi bakış açımız ve bunu başkalarıyla
kıyaslamamız, onu anlamanın iyi bir yoludur. Yine de, etkili yönetim korusunda
yapılan araştırmalara bir göz atmamız gerekiyor:
Ohio Üniversitesi’nde yapılan (Fleihman) araştırmalardan biri,
yöneticilerin iki etken üzerinde önemle durmaları gerektiğini ortaya koydu.
Yönetim hayatının ilk yıllarında varolan beklentiler, kişinin
gelecekteki davranışları üzerinde de etkisini koruyacaktır. Bu görüş, başka
alanlarda da, Rosenthal ve Jacobson’un klasik araştırmalarında ortaya atılmıştır.
Araştırmalar, öğretmenlere bir test sonucu seçtikleri bazı öğrencilerin yüksek
gelişme potansiyeline sahip olduklarını açıklamışlardı. Oysa bu öğrenciler
rasgele seçilmişti. Ama aynı öğrencilerin bir süre sonra imtihan edildiklerinde,
seçilmeyen öğrencilere kıyasla gerçekten kendilerini geliştirdikleri görüldü.
Öğretmen, bu öğrencilerden çok şey beklemiş, öğrenciler de bu beklentilere cevap
vermişti.
Kısaca, kişi saygı duyduğu insanların kedisinden beklentileri
olduğunu hisseder ve destek görürse, bu beklentilere cevap verecek ve kendisini
geliştirecektir.
Beklentilerin, insanların gelişmeleri üzerinde şaşırtıcı
etkileri olabilir. J. Tirling Livingstone, bulgularını şöyle özetliyor:
a-Bir yöneticinin astlarından beklentileri ve onlara davranış
biçimi, kişilerin çalışmasını ve mesleklerinde ilerlemesini etkilemektedir.
b-Üstün yöneticilerin ender bir özelliği de, yüksek iş
beklentileri yaratabilmek ve astların bu beklentilere cevap vermelerini sağlama
yeteneğidir.
c-Etkili olamayan yöneticiler, bu gibi beklentiler meydana
getiremezler ve bunun sonunda astların randımanlarında düşüş olur.
d-Astlar, genellikle kendilerinden beklenildiğine inandıkları
işleri yaparlar.
Astlar Nelere Bakarlar?
Yöneticilerin davranışlarının, astların davranış ve dürtüleri
üzerinde büyük etkisi vardır. Myers, etkili yönetim konusunda şu sonuçlara
varıyor:
a-Etkili yönetim, kişilerin işletme hedeflerine ulaşırken aynı
zamanda kişisel hedeflere de ulaşmasını sağlar.
b-Hedeflere ulaşırken, kişiyi yönetmektense, kişi tarafından
yönetilir.
c-Yöneticinin gelişim felsefesini yansıtır.
İşte, önemli noktaların bir özeti:
Yöneticilerinin kendilerini Yöneticileri tarafından teşvik
ettiğini düşünenlerin Kabul teşvik edilmeyenlerin Kabul sözünü ettikleri
özellikler oranı sözünü ettikleri özellikler oranı
a-Onunla konuşacağınız zama[disiyle rahatça konuşulur. (80+)]nı
dikkatle seçmeniz gerekir.(50+)
b-Patron olduğu için, kendi bile sizin fikirlerinize [fikirlerinin
üstün olduğuna değer verir(90+)]inanır.(40+)
c-Şirket hedeflerinin kendi [anlatmaya çalışır](80+) leri için ne
anlam taşıdığını astlar kendileri çözerler.(50+)
d-Grubuna, kendi istediği [bilgiyi vermeye çalışır.(60+)]kadar
bilgi verir.(70+)
e-Astlarından beklentileri [fazladır(80+)] her gün değişir.(50+)
f-Astlarının büyük risklere [doğru teşvik eder.(80+) atılmasına
engel olur.(50+)
g-Hataya yer yoktur; hele sanız, bunları unutmaya hele, kendisini zor
duruma hazırdır.90+sokacak hatalara...50+
h-Ortada hata varsa, bunu cekte aynı hataları engelle-kimin
yaptığını bulmayameye çalışır90+çalışır40+
Fiedler yaptığı bir başka araştırmada, bir yöneticinin etkili
bir biçimde nasıl davranacağına karar vermeden önce bilmesi gereken üç husus
olduğunu ısrarla belirtiyor:
a-Yönetici ile personel arasındaki ilişkiler olumlu mu? Olumsuz mu?
b-Görev tekdüze ve olağan mı, yoksa yaratıcılık ve yenilik mi
getiriyor?
c-Yöneticinin işletme içindeki otoritesine dayanan yetkisi güçlü
mü, yoksa zayıf mı?
Fiedler, ilişkileri iyi, görevi tekdüze ve olağan, otoritesi
güçlü olan bir yöneticinin, otoriter olabileceğini öne sürüyor. Ama, ilişkilerin
zayıf, görevlerin karmaşık, otoritenin düşük olduğu bir ortamda, yönetici daha
demokratik ve adil davranacaktır.
Önemli Bir Etken: Beklentiler
Buna ek olarak Richard Glube, yönetimde başarıyı diğer bir etkene
bağlıyor: Başkalarının Duygularını Anlayabilme.
Glube’nin araştırmaları, yüksek performans ve üretim gösteren
grupları idare eden yöneticilerin, yönetim tarzlarını duruma göre ayarladıklarını
ortaya koydu. Böyle gruplarda, çalışanlar da işlerinden çok memnundular.
Araştırmalar, kişinin bir işletme içindeki ilk tecrübelerinin,
gelecekteki gelişmelerini bir dereceye kadar etkilediğini gösteriyor.
Berlew ve Hall, şu görüşe varıyorlar: ‘Beklentileri yüksek olan
bir işi başaran yeni yöneticiye daha zor bir görev verilecektir. Yönetici şirketin
gitgide artan beklentilerine karşılık verdikçe, katkı düzeyi de artacaktır’.
Patronları tarafından teşvik edilmeyenler, patronlarının
kendilerini sınırladığına ve güvenmediğine inanıyorlar.
Hareket Yolları
House’un araştırmalarından şu sonuçlar ortaya çıkmıştı:
1-Yöneticiler, belirlenen şirket hedeflerine ulaşmış astlarını
ödüllendirirlerse, iş hayatlarından memnun ve tatmin olmuş astlarla çalışırlar.
2-Yöneticiler, eğitip yönlendirerek hedeflere ulaşma ile ödül
arasındaki bağlantıyı açıklarlarsa, astlar daha rahat ve verimli
çalışacaklardır.
3-Yönetici, görevin başarılmasında astlara yardımcı olarak ve
zor görevlerde onları destekleyerek, astların memnuniyetini, dolayısıyla işgücünü
artırabilir.
4-Yönetici, işin baskısını ve gerilimi azaltarak astların daha
olumlu bir ortamda çalışmalarını sağlayarak, onları memnun edebilir.