ÜNİTE
YÖNETİMİYazar : Hans WISSEMA
Yayınevi : Milliyet Yayınları
Baskı : İstanbul / 1996 / 224shf.
DESANTRALİZE ŞİRKETTE GİRİŞİMCİLİK VE
KOORDİNASYON
BÖLÜM1: GİRİŞİMCİLİĞİN ÂDEMİ MERKEZİLEŞTİRİLMESİ
A )Ünite Yönetimi:
Ünite yönetimi, kuruluş, içindeki girişimi
âdemimerkezleştirirken bir yandan da şirket sinerjisini optimize etmeye ayarlanmış
bir yönetim ve organizasyon biçimidir. Ünite yönetimi, hem rekâbet güçlerini hemde
kârlılıklarını, hızlanan bir değişim yada bileşiklik ortamında yükseltmek
isteyen şirketlerce kullanılmaktadır. Ünite yönetimi belirli müşteri grupları
için, işlevsel açıdan kendi içinde tamam olan üniteler kurulması demektir ( Yani
anında ihtiyaç duyulabilecek herşey bu ünitelerin içinde vardır), bu da kararların
çok çabuk alınabilmesini sağlamaktadır.
Neden Ünite Yönetimi?
Ünite yönetimi uygulamanın nedenleri, günümüz hayatına egemen
olan üç trendde cevap bulur:
İnsan davranışının (hem müşteri, hem eleman olarak) bireyselleş-mesi ve
dinamikleşmesi,
Yeni teknolojilerin ve bu arada tele-enformasyon ile iletişim teknolojilerinin
yükselmesi,
Arz ve talebin küreselleşmesi .
Bu trendler hemen hemen her organizasyonu ve bireyi ilgilendirdikleri
için kısaca tartışmamız gerekmektedir. Değişen ve farklılaşan normlar, değerler,
hayat tarzları ve kültürler, piyasada giderek artan bir multiformite ve dinamizm
yapmaktadır. Bu durum ürünlerin ömür süresini kısaltmakta, daha çok ürünün daha
az miktarlarda yapımını gerektirmekte, araştırma giderlerinin artıp aradaki farkın
işçilikten çıkmasına neden olmaktadır. Her şeyin çok daha hızlı yapılma
zorunluluğu vardır. Artık bir şirketin uzun süre güvenebileceği esas malı yoktur.
Dünya artık emtia tipi ürünlerle tanımlanamamaktadır, onun yerine ihtisaslaşmış
mallar yani belirli kullanımlar için tasarımlar için üretilmiş, genellikle kısa
ömürlü mallar vardı. Bunlar fazla pahalı olmaya başladı mı ara formlar
yapılabilmekte, örneğin standart bir mala kişisel ayrıntılar eklenmektedir ki buna
otomotiv sanayiinde sıkça rastlanır.
Müşteri talebindeki bu hızlı, bazen de mantıksız değişim ve
farklılaşma, modern teknoloji sayesinde karşılanabilmektedir. Teknolojik gelişme
ekonomik büyümenin esas güdücü gücüdür. Girişimcilerin yeni teknolojiler
konusunda beş şeyi iyice anlaması gerekmektedir:
Yeni teknoloji kümeler halinde gelir,
Her kümede birbirini destekleyen birkaç temel teknoloji vardır,
Her temel teknoloji pek çok uygulamalı teknolojinin çekirdekleridir,
Temel teknolojiler yeni sanayilerin temelleridir,
Uygulamalı teknolojiler hemen hemen sanayinin her branşında kullanılarak sanayiyi
modernize edeceklerdir. Bu teknolojilerin uygulanması girişimciler için mecburidir;
bunu yapmamanın bedeli çevreyi kaybetmektir.
Ünite yönetimi ancak iki koşula cevap verilebilirse başarılı
olabilir.
Yetki ve sorumlulukların radikâl biçimde âdemi merkezileştirilmesi şarttır.
Birlik oluşturulmalıdır.
Ünite yönetimini başlatmanın bambaşka bir nedeni daha vardır.
Çok sayıda yetenekli genç insan, bir şirketin “liderliğini” yapma hevesi
içindedir, hele günümüzde kendileri yeni bir şirket kurmak istemektedirler. Eğer var
olan büyük şirketler en iyi elemanların ayrılıp gitmelerini istemiyorsa, içeride
girişimcilik işlevleri oluşturmalı yani iş üniteleri kurarak onlara entegral iş
sorumluluğu vermek olabilir. Ünite yönetimi aşılacak zorluklardan gelen tatminleri,
sorumluluk üstlenecek adımları sunmaktadır. Bu da en iyi insanları, hatta
girişimcilik ruhuna sahip olanları cezb etmeye yarayacaktır.
Ünite Yönetiminin Avantajları ve Dezavantajları
Avantajları:
Yönetilebilirliği güçlendirir,
Hesap verme sorunluluğunun çok daha artmış olması,
Daha iyi ve daha hızlı karar alma,
Uzlaşma eğiliminin azalması,
En üst yönetim, sıradan faaliyetlerden kurtulur ve stratejik işlere daha çok zaman
bulabilir,
Yöneticilik geliştirme bakımından benzersiz bir fırsat doğmuş olur, en üst
yönetimi kimin geçeceği sorunu kolaylaşır,
Daha net bir kârlılık bilinci doğar, daha açık seçik performans normları olur,
Ünite yönetimi füsyon ile büyümeye yol açabilir. Küçük kimlikler piyasayla daha
geniş bir enterfas sağlarlar,
Daha net bir ürün politikası izlene bilmekte,
Ar-ge (Araştırma geliştirme), piyasadan bakarak yönlendirile-bilmekte,
Üretimde pazarlamaya daha yaklaştırılarak ürün müdürlerini, müşterilerin
ihtiyaçlarını karşılamaya itmekte,
Sistemin motivasyonu büyük ölçüde artırdığı şirketlerce belirtil-mektedir.
Dezavantajları
Üniteleri koordine etme ve şirket sinerjisini yönetme zorluğu,
Fonksiyonların etkinliği zarar görebilir,
Üniteler arası sinerji zarar görebilir,
“Birleşik cephe” nin kaybolma tehlikesi vardır,
Bazı yöneticiler, işlerin bir ünitede konsantre olmasını “tek yanlı” olarak
görebilirler,
Ünitelerin kısa vadeli çıkarlarının, uzun vadeli çıkarlara baskın gelmesi
tehlikesi vardır.
B)Uygulamada Ünite Yönetimi
Bu konuda fikir vermek için pek çok kişiye ünite yönetimi içinde
kendilerini nasıl hissettikleri sorulmuştur. Bunlar:
Ünite Yöneticisi:
“ Savaşı kazanmak için benim geniş bir hareket özgürlüğüne
ihtiyacım var, ona da sahibim.”
“Ben tam anlamıyla desantral adamıyım. Bir ünitenin başında
olmanın bağımsızlığıyla şirketin bütün olarak o dehşet verici büyüklüğü
benim emrimde… İşte bana cazip gelende bunlar”
“Resmi olarak ünitenin patronu ben olmama rağmen, yinede biz
üniteyi bir ekip olarak yönetiriz. Yönetim kuruluyla bir tür gayri resmi ilişkim var.
Onlara sağladıklarımı, Onlar da karşılığını bana güvenerek öderler.”
Bölüm Yöneticisi:
“Bölüm yöneticisi olarak üç görevim var; a)Resmi anlamda
ünitelerin stratejik plânlarıyla bütçelerini daha yukarıya yollanmadan benim
onaylamam gerek, b)Yönetim kurulu üyeleri beni, ünitelerle ilgili bilgi edinmek için
kullanırlar, c)Ağabeylik etmek”
Ulusal Müdür:
“Bizim halkla ilişkiler faaliyetlerimizin büyük avantajı,
yabancı yatırımcı gibi değil, bulunduğumuz ülkenin şirketi gibi
gözükmemizdir.”
Eleman:
“İşimiz çok dinamik oluyor ve ben işimi çok ilginç buluyorum,
çünkü tüm şirketle ilgileniyorum.”
Yönetim Kurulu Üyesi:
“Biz işlere çok fazla müdahale etmek istemiyoruz. Üniteler
arasında hakemlik yapıyoruz. Ünite yönetimi sisteminden çok memnunuz.”
Ünite Yönetimini Kuran Danışman:
“Bir dış danışman ünite yönetimi kurulurken çok yardımcı
olabilir, hatta ‘olmazsa olmaz’ diyebilirsiniz.”
C) Değişim ve Denge
Bu bölümde ünite yönetiminin çeşitli yönleri incelenmiştir.
Ünite yönetimi âdemimerkeziyete ve girişimciliğe viteslenmiştir ve daha büyük bir
etkinliği kolaylaş-tırmaktadır. Ünite yönetimi olgusu, değişen yönetim
üsluplarıyla, şirket kültürünün odaklanması ve stratejik yönetimin yaraları gibi
konularda çok iyi bir uyum içindedir. Bütün bunlar iş dünyasını çevreleyen
ortamda yer almakta olan değişikliklere birer tepki niteliğindedir. Bu değişiklikler
de şöyle sıralanabilir:
Toplumdaki yeni hayat biçimlerinin, normların, değerlerin ve kültürün piyasalara
getirdiği değişiklikler,
Teknolojide, ürünlerin nasıl tasarımlandığı, nasıl imâl edildiği ve nasıl
dağıtıldığı konularında değişiklikler, ve bunların sonuçları yani daha kısa
ömür döngüleri,
Enformasyon ve iletişim teknolojilerindeki değişiklikler,
Dünyadaki ticaret ilişkilerinde yeralan değişiklikler ve bunların dünya
piyasalarında arz-talep piyasaları oluşturması.
Bunlar şirketlerin daha büyük çapta değişikliklere yönelmesini
gerekli kılmaktadır. Şirketler A durumunda B durumuna geçmek mecburiyetinde
kalmaktadır.
Başarılı bir şirkette dengeler şunlardır:
Analize ve mantığa dayalı karar verme ile girişimcilik sezgilerine dayalı karar
verme arasındaki denge,
Yukarıdan aşağı ya da aşağıdan yukarıya iletişim ve karar alma arasındaki
denge,
Merkeziyetle âdemimerkeziyet arasındaki denge,
Şirket içi dünyaya ve dış dünyaya yöneltilen dikkat arasındaki denge,
Kısa döneme ve uzun döneme yöneltilen dikkat arasındaki denge,
Büyük çaplı ve küçük çaplı yaklaşımlar arasındaki denge.
BÖLÜM2:
ÜNİTE YÖNETİMİ TECRÜBELERİ
Bu bölümde başta verilen beş sirketle ait çeşitli ünite yönetim
tecrübeleri anlatılmaktadır. Biz konunun özeti olması babından sadece Agfa/Gevaert
Vakasını anlatacağız.
Agfa/Gevaert Vakası: 1964 yılında Gevaert Fotoprodukten NV, Agfa Ag
ile birleşti. Bu şirketlerden ilki bağımsız, halka açık bir limited şirketi,
ikincisi de Bayer Grubunun evlât şirketi idi. Her iki şirkette fotoğraf alanında
faaliyet göstermekteydiler. 25 satış şirketi bulunmaktaydı. Bunlara şube
denmektedir.
Yönetim kurulunun görev bölümü şöyle idi:
Bir başkan,
İki ticari müdür,
Bir finans müdürü,
Bir üretim müdürü,
Bir araştırma geliştirme müdürü.
Şimdiki organizasyon ise:
Üniteler: Ünitelere bir ünite yöneticisi başkanlık eder, ünite
yöneticisinden başka şunlar vardır:
Ar-Ge departmanı başı,
Üretim Departmanı başı,
Pazarlama/Satış müdürü,
Teknoloji ve kalite politikası müdürü,
Kontrolör.
Avantajları:
Daha iyi ürün kalitesi,
Daha iyi piyasa pozisyonları,
Daha çok yenilikçilik,
Daha kısa iletişim kanalları,
Daha hızlı kararlar,
Daha homojen kararlar,
Daha az kabile savaşları,
Daha çok girişimcilik,
Daha çok kişisel temaslar,
Daha yüksek motivasyon,
Bölünen işlevlerde daha iyi piyasa anlayışı.
Dezavantajları:
Çok danışman gerektirir,
Kısa dönemde aşırı vurgu mümkündür,
Şirket sinerjisinin kendi araçlarına ihtiyacı vardır,
Şirket amaçlarından sapmak mümkündür,
İhtisas grupları oluşur,
Know-how maliyetleri ünitelere nasıl paylaştırılacaktır?,
Merkezi işlevler marjinalleşme tehdidi altındadır.
Yorumlar: Ünite iş faaliyetlerinin ürün-piyasa ilkesine göre
bölünmesinde bir tek istisnaya yer verilmiştir, o da hususi grafik sistemleri
bölümüdür. İki ünitenin temsilcileri bazen müşteri ziyaretinde birbirlerine
rastlıyorlarmış. Bu durumda insanlar üniteler arasındaki sınırın nasıl
çizileceğini merak etmeye başlamış, bunun ise çok kesin bir cevabı yoktur.
Daha sıkı bir iş rotasyonu sistemi uygulanırsa şirket içindeki
iletişim artacaktır. Bazı koordinasyon sorunları için açık-seçik kurallar
getirildi ve bunların sonuç getirdiği görüldü. Ünitelerin farklı ülkelerde
olmasından dolayı çeşitli ülkelerdeki elemanlar arsında lisan engeli bulunuyordu.
Genelde insanlar ünite sayısından memnun. Bazıları daha az ünite olsa daha iyi
olacağı kanısında idi. Son olarak merkez hizmetlerde çalışanların kendilerini
“şirket faaliyetleri”nden kopmuş hissetmelerini hatırlamamamız gerekir, bunun ne
kadar derin olduğuna ve nasıl çözümleneceğini araştırmak gerekir.
BÖLÜM3:
ÂDEMİ-MERKEZİ BİR ŞİRKETTE ŞİRKET SİNERJİSİ NASIL SAĞLANIR?
Ünite yönetimi, en üst yöneticilerden de, alttaki girişimcilerden
beklediği kadar çok şey bekler. Bu beklenenlerin en önemlisi “bağımsızlığa
yönelik eğitime cesaret edebilmektir”. Ya da birisinin dediği gibi “bebeğin kendi
iki ayağı üzerinde ayağa kalkmasına izin verme cesaretidir”. Aynı kişi bize,
üniteyi serbest bırakmanın, tıpkı çocuğa bağımsızlık vermeye benzediğini
söylemiştir. Pek çok şirket attıkları adımlarda yarı isteksizdir. Yine aynı
şekilde nice yönetici çok büyük, işlevsel olarak iyi organize edilmiş şirketlerden
ayrılıp durmaktadır. Bu insanlar uzun yıllar boyunca tasmayla tutulmanın bedelini
ödemek istemez ve artık girişimci bir işe hazır oldukları kararına varırlar. Demek
ki ünite yönetimi kadrodaki en iyilerin çekip gitmesini engelleyebilmektedir. Ünite
yönetiminin bir avantajı, en üst yöneticinin pek çok operasyonel işlerini
ünitelerin devralması, ona stratejik işlere eğilecek ortam bırakmasıdır, çünkü
nede olsa o kişi oraya o iş için getirilmiştir.
Âdemimerkezi bir organizasyonda en üst bir yönetici artık ünite
yöneticilerini ciddiye alma zamanının geldiğini anlamalı, onlara kendi eşiti olarak
davranmalıdır. Bazen en üst yönetimin, sorunları aşma ve sonuçları elde etme
peşine düşen ünite yöneticileri arasında çatışmalarda arabuluculuk yapması
gerekir. Ünite yönetimi sistemi, en üst yöneticinin rolünün kesin ve net olmasını
gerektirir. Alr girişimcilerin ve şirket ofisiyle ortak hizmetlerdeki işlevsel
uzmanların rolleride bir o kadar kesin ve net olmalıdır, bu rolleri böyle
sürdürmekte en üst yönetimin işidir.
Ünite yönetiminde başarının ön şartlarından biri de, en üst
yönetimin gerçekten âdemimerkeziyet istemekteki samimi iradesidir. O halde ünite
yönetimi, delege etme konusunda ciddi gerçek bir niyeti gerektirir; yönetim biçiminde
radikal bir yeniden yönlenme yoksa ünite yönetimi başarısızlığa mahkum demektir.
Başarılı olabilmesi için en üst düzeyin, âdemimerkeziyet isteyecek kadar özgüven
sahibi olması şarttır. Ünite yönetimi, çok güçlü üst yöneticileri gerektirir.
Başlangıçta üniteyi “taşıyacak” olanlar onlardır.