Yazarı : Martin SCOOT
Yayınevi : Rota Yayınları
Baskı : İstanbul / 1995 / 204 shf.
BÖLÜM 1: SORUNLARI TANIYALIM.Zamanı İyi Kullanmak Ne Demektir?
Zaman paha biçilmez bir kaynaktır ve akan zaman geri çevrilemez.
Birçok kişi zamanının kendisine yetmediğinden yakınır. Bunun bir sorun değil de,
hedeflerinin belirsiz olduğu, önceliklerinin iyi sıralanmadığı ve zamanının iyi
planlanmadığı yolunda bir belirti olduğunu anlayana kadar. Fakat zamanı
planlayamazsınız. O, belirli bir ritimde Ammansızca akıp gider. Aslında
planlayabileceğiniz bir tek şey vardır, o da kendinizsiniz.”Kendinizi Planlamak” bu
çalışmanın asıl başlığıdır. Konu sizsiniz, işinizi nasıl yaptığınız
ve hayatınızı nasıl yaşadığınızdır.
Öncelikler.
Sorumluluklarınız ve çalışma saatiniz ile bir kaldıraç dengesi
oluştursak. Siz terfi ettiğinizde sorumluluklarınız artacak ve sizin kaldıracı
dengelemeniz gerekecektir. Bunun için sizin daha çok çalışmaya değil, kaldıraç
dengesinde önemli olan işleri yapmaya ihtiyacınız var.
Kaldıraç dengesinde önemli yer tutan unsurlar:
Eğitim( personel ve kendiniz için)
Planlama.
Bir sistem oluşturmak.
İnsanlarla ilişkiler kurmak ve bu ilişkileri sürdürebilmek.
Görev vermek ( hedefler göstermek ).
Dikkatimizi önceliklerimizden
uzaklaştıran nedenler:
Acil işler, krizler ve panikler.
Yangın söndürmek zevklidir.(işyerinde oluşan küçük krizler, panik, vb. şeyleri
engellemek için koşturmak ve kanımıza pompalanan adrenalinden dolayı hareketin
verdiği zevk.)
Adrenalin sonrası çöküntüsü. (planlı hareket edilmediğinden krizler sonrası
yapacak iş bulamayıp sıkılma.)
Yangını söndürenler terfi eder.
Rahat, tanıdık, kolay işler.
Anında ödüllendirilmek.
Zamanı iyi planlama işinin çeşitli yönleri gibi çözüm gayet
basittir. Çözümün iki basamağı vardır; kaldıraç dengesinde önemli olan işlere
daha çok vakit ayırmak ve öteki işleri çabuk halletmek.
Erteleme:
Erteleme etkileyici bir sözdür ama ertelemek insanı güçsüz
düşüren bulaşıcı bir hastalıktır. Ertelemek zaman hırsızıdır ve
beceriksizliğin bir başka biçimidir.
Ertelemenin çok nedenleri vardır ama bunlardan zaman harcamamıza
sebep olanlar şunlardır:
-Bu iş çok büyük, nereden başlayacağımı bilemiyorum. (planlama
yapılıp iş küçük parçalara ayrılmalıdır.)
-Bu iş çok bir karar vermemi gerektiriyor, ne yapacağımı
bilmiyorum. ( kararın önemini ve aciliyetini belirleyerek hareket edin.)
-Bu iş hiç hoş olmayan bir şey yapmamı gerektiriyor.
-Kendimi pek iyi hissetmiyorum ve bu iş için yeterli enerjim yok.
-Sabah ve öğleden sonra işe başlamakta güçlük çekiyorum.
-İşlerimi kolay kolay bitiremiyorum.
Masanız Ve Çalışma Alanı:
Yöneticilerin üçte birinin düzensizlik sorunu vardır; bunun bir
belirtisi de karışık bir masadır. Bazen hiç incelemeyeceğimiz şeyleri bile
masamızın üzerine koyarız ve bir çok belgeyle kaplı bir masamız olur.
Bunun çözümü, gelen belgelerin önemine göre, hemen
inleyebileceğimiz ve önemli olan belgeleri masanın üzerine koymak, sonra
yapacaklarımızı veya yaptıklarımızı dosyalamak ve bizim için önemli olmayan belki
de hiç okumayacağımız belgeleri hemen çöpe atmaktır. Ayrıca bilgisayar gibi teknik
aletlerden de faydalanabiliriz.
Kesintiler:
Önemli bir işe yoğunlaştığınızda birisi beş dakikalık bir iş
için sizi rahatsız etse belki bu rahatsızlık sizin yarım saatinize mal olacaktır.
Rahatsız edilmekten korunmak için bir yönteminiz olmalı ve bunu sıkı bir şekilde
uygulayın ki insanlar kabul etsin. İnsanlar engelinizi aşıp ta sizi rahatsız
ettiğinde onları nazikçe uyarmalısınız.
Açık-plan bir büroda çalışan bir mühendis sık sık rahatsız
edilmeyi önlemek için büyük bir oyuncak ayı almış ve onu masasının yanındaki
dolabın üzerine koyup, iş arkadaşlarını şu mesajı vermiş;Ayı size gülümseyerek
bakıyorsa beni rahatsız edebilirsiniz ama ayı ters duruyorsa bina yansa bile beni
rahatsız etmeyin. Bu şekilde rahatsız edilmekten kurtulmuş.
Okumak:
Günlük okumanız gereken metinleri değerlendirin ve önemsiz
olanları bir kenara bırakın. Çöpe atılması gereken şeyleri disiplinsizce okumak ve
önemsiz materyaller, zamanı boşa harcar. Ayrıca okunması gereken çok miktarda
materyal varsa bunları iş arkadaşlarınızla paylaşıp okursunuz ve önemli yerleri
birbirinize aktarırsınız.
Bir şeyi okumaya başlamadan önce amacınızı belirleyerek plan
yapın.
Okuma becerinizi geliştirin, böylece okumanız gerekenleri daha
hızlı okursunuz.
Değişik materyalleri değişik hızda okumayı öğrenin ve
okuduğunuz şeyi geçiştirerek değil de hakkını vererek okuyun.
Bellek:
Öğrendiğimiz şeyleri unutmak büyük bir zaman israfıdır.
Unutmamak için, kendinize bir öğrenme sistemi geliştirin. Bir seminere
katıldığımda, bir kitap okuduğumda ve bir şekilde hatırlamak istediğim bir bilgi
bulduğumda, bazı özel notlar alırım- öyle uzun uzun değil, sadece birkaç anahtar
sözcük; daha iyisi resim çizerim. Bir gün sonra bu notlara bakarım, bu notlar birer
anahtar görevi görür: konuyla ilgili birçok ayrıntıyı anımsatır ve açarlar. Bu
anahtar sözcüklere iki-üç gün boyunca bakarım, böylece bu bilgi uzun vadeli
belleğime yerleşmiş olur.
Çalışma Saatleri:
Önemli olan uzun zaman çalışmak değil, gerektiği gibi
çalışarak işleri halletmektir. Yorgunluk bir onur madalyası değildir.
Uzun saatler çalışan insanları ödüllendiren şirketler, etkili
çalışanları cezalandırıyor demektir ve uzun saatler çalışan yönetici,
çalışanları için çok kötü bir örnek oluşturuyor demektir.
Bence insanları uzun çalışma saati tuzağına düşüren üç
büyük neden var: tembellik, kötü zamanlama ve hayır diyememe.
Yolculuk:
Yolculuk, birçok yöneticinin zamanı çarçur eden şeyler listesinde
bulunur. Öte yandan onların çoğu, yolculuk yaparken harcadıkları zamanı azaltmak
için pek fazla çaba göstermez. Yolculuk esnasında gazete, dergi veya kitap okunabilir,
planlama gibi işler de halledilebilir. Araç telefonu gibi araçlarda yolculukta faydalı
olabilir.
Bir de önemli olan, yolculuğa gerçekten ihtiyaç olup
olmadığıdır. Bir düşünsek belki de işimizi telefon veya faksla halledebiliriz.
Toplantılar:
Eğer dokuz kişi saat 14.00 de toplantıya başlayıp saat 16.30 da
bitiriyorsa, o toplantı üç çalışma gününü mahvetmiş demektir. Bir toplantı
düzenlemeyi yada bir toplantıya katılmayı düşünüyorsanız, kendinize aşağıdaki
iki soruyu sorun.
-Bu toplantı gerekli mi?
-Herkes bütün toplantı boyunca içeride kalmaya zorunlu mu?
İşte size bazı etkili toplantı önerileri:
-Mutlaka bir gündem olmalı.
-Konuyla ilgili kağıtlar önceden dağıtılmalı.
-İnsanlar hazırlıklı olmalı.
-Başkan, toplantıyı iyi yönlendirmeli.
-Başlangıç ve bitiş zamanı belli olmalı.
-Duyuru sayfaları ve görsel yardımcılar kullanılmalı.
-Uzun toplantılarda teneffüs olmalı.
-Tutanak tutulmalı.
-Toplantılarınız eğlenceli mi?
Stres Ve Sağlık:
Stres enerjinizi emer, karar verme gücünüzü ve performansınızı
zayıflatır. Hastalık ve stres zamanı harcayıp işlerinize engel olduğundan
sağlığın korunması kaldıraç dengesinde önemlidir. Strese tutulmamak için:
-Olabilecek en kötü şey nedir?
-Beş yıl sonra bunun benim için önemi olacak mı?
-Eğer sadece altı aylık ömrüm kalmış olsaydı buna nasıl
bakardım?
Sorularını düşünün ve stresten kurtulmak için insanlarla dostluk
ve egzersiz gibi yollar deneyin.
Zaman Çizelgesi:
Bir yönetici için zamanı nasıl geçirdiği çok önemlidir,
çünkü işler zamanında bitirilmelidir. Zamanınızı gerçekte nasıl
harcadığınızı bir zaman çizelgesi kullanarak bulmak, asıl sorunları bulmanıza
yardımcı olabilir. Hangi işe ne kadar zaman harcadığını öğrenmek ve zaman
çizelgesi bir yöneticinin çalışma yöntemini çok etkiler ve ona büyük katkı
sağlar.
BÖLÜM 2 : İNSANLAR
Konularımız, işleri öncelik sırasına koymaktan sonra en önemli
yeri tutan insanlara görev vermek, patronla ve öteki insanlarla uğraşmak gibi
sorulardır. Yeni şirket modellerinde en önemli unsur insan yani müşteridir. Yönetici
artık bir polis değil bir denetimci bir yönlendiricidir; yeni yönetici artık bir
danışman, işleri kolaylaştıran ve çalışkanı destekleyen biridir. Yöneticinin
etkili olması, insanlarla ilişkisine bağlıdır; İletişim becerisi, görev verme,
liderlik ve şirketin hem içindekilerle hem de dışındakilerle çalışmak.
Etkili İletişim:
Toplumsal bireyler olarak varlığımız iletişime dayanır, ancak
iletişim konusunda gösterdiğimiz beceriksizlik, şirketlerde büyük yetersizliklere
yol açmaktadır. Dolayısıyla zamanı çarçur eden önemli unsurlardan biridir.
Bu bölümde iletişimin altı yönü incelenecek;
Genel İletişim İlkeleri: Herkes kendi istediği şeyi duyar ve kendi beklentilerine
uymayan mesajları almamaya eğilimlidirler. İletişimde en büyük hata iletişim
kurduğunu sanmaktır. Yanlış anlaşılma olasılığını azaltmanın yolu; mesajları
kolay anlaşılır şekilde vermek ve mesajın anlaşılıp anlaşılmadığını sürekli
kontrol etmektir.
Yazılı İletişim: Geribildirim alınamadığından dolayı yazılı iletişim etkisi
az olan bir yoldur. Birine not göndermek iletişim değildir. Ama böyle bir şey
yapılacaksa raporunuz veya yazınız kısa, öz ve anlaşılır olmalıdır.
Topluluk Önünde Konuşmak: Bu sonradan kazanılan bir beceridir ve herkes bu beceriyi
elde edebilir, hatta utangaç ve içe kapanık olsalar bile. Dinlediğiniz
konuşmacıların yaptıkları hataları yapmayarak bu konuda başarılı olabilirsiniz.
Unutmayın; dinleyicilerde sizin iyi bir konuşma yapmanızı ister.
Dinleme Becerisi: Dinleme yeteneği de konuşma gibi gelişebilir. Birini dinlemek ona
gösterdiğiniz en üst düzeyde saygıdır. Bu, onlara değer verdiğinizi gösterir.
Etken dinleme sadece söylenileni dinlemek değil, konuşan kişiyi konuşması için
yüreklendirmek ve ona bu yolda yardımcı olmaktır. İnsanların çoğu konuşmayı
sever, siz de onları dinleyerek onlara olan saygınızı gösterirsiniz.
İkna Edici Konuşma: Bunun için dostça ilişki kurun, öteki insanların
görüşlerini ve gereksinimlerini belirleyin, kendi konumunuzu açıklayın, bütün
olasılıkları araştırın, görüşün ve anlaşın.
Sözsüz İletişim: Alınan mesajların çoğu sözsüz işaretlerden elde edilir.
Karşınızdakilere açık bir duruş sergileyin, sık sık gözlerinin içine ve yüz
ifadelerinizi gevşetip gülümseyin.
Görev Vermek:
Yöneticilik, emirler vererek işlerin yapılmasını sağlamaktır. Bu
tanım, insanlara görev vermek anlamına gelir.
Eğer iyi bir yönetici olmak istiyorsanız, çalışmalarınızı,
size sorunları değil, her zaman önerilerini getirecek biçimde eğitin görev verme
sanatını öğrenip görsel bir yönetici olun. Çalışanlarınızla birlikte zaman
geçirin ve bu süre içinde : onlara öğüt verin, danışmanlık yapın, onları
galeyana getirin ve hedefleriniz konusunda hemfikir olmaya çalışın.
Görevlendirmeyi Engelleyen Tuzaklar
-Görevlendirmek nispidir.
-Çalışanlarım aptaldır.
-İş yapmak yönetmekten daha zevklidir.
-Ben bunu daha iyi yaparım.
-Ben bir uzmanım.
-Kendim daha çabuk yaparım.
-Bu işi yapmak hoşuma gidiyor.
-İnsanlara yardım edeyim.
-Çalışanlarımın işi başından aşkın.
-Gösteriş yapmak.
-Güvensizlik duygusu
Ayrıca gerekli sorumlulukları verdiğiniz iyi bir sekreterde sizin
işlerinizi kolaylaştıracaktır
Lider Olarak Yönetici:
Her zaman hedefleri görev olarak verin, insanlara sonuç olarak nelere
ulaşmaları gerektiğini anlatın, sonrada bu sonuçlara nasıl ulaşacaklarına karar
vermeleri için biraz özgürlük tanıyın. İnsanların şirkete bağlanmasını
sağlayın. Modern bir şirkette niteliği belirleyen başlıca şey, otorite değil
bağlılıktır. İnsanlara değer verin. Onları dinleyin ve ödüllendirin. Olumsuz
uyarılardan kaçınmaya çalışın. Yöneticiler aynı zamanda bir öğretmen gibi
personelini yetiştirmelidir de.
Patronu İdare Etmek:
Eğer başkası için çalışıyorsanız kendinizi onların önce
liderine göre ayarlamalısınız. Patronunuzu rahatsız etmek sizin için hiç iyi olmaz.
Bu yüzden neyin yapılması gerektiğine karar verin ve bunu yapın, sonra patronunuza
neler yaptığınızı anlatın. Böylece onun sakin kalmasını sağlarsınız.
Patronunuz size yetki vermediğinde veya çok yetki sahibi olup ta
sorumluluktan kurtulmak istediğinizde ; bir iş için ne yapılması gerektiğine karar
verin. Önerilerinizle birlikte patronun odasına gidin ve işlerinizi halledin. Bu sayede
bir süre sonra yetki sahibi olursunuz veya yetki sahibi iseniz mesuliyetten
kurtulursunuz.
Ötekilerle çalışmak:
Bizler müşteriler ve tedarik sağlayanlar gibi, kendi şirketimizin
dışındakilerin yanı sıra kendi şirketimizdeki insanlarla da uğraşmak zorundayız.
Kaliteli hizmet için müşterilerin ihtiyaçlarını keşfetmeli ve
onları karşılamalıyız. Ayrıca onlardan gelen küçük şikayetleri bile ihmal
etmeyip gidermeye çalışmalıyız.
Etkili yöneticiler ister şirket içi ister şirket dışı olsun,
kilit ilişkilerinin arasında bir ilişki ağı kurarlar. Bu insanlarla birlikte zaman
geçirerek onları birey olarak tanımaya ve aralarında bir güven oluşturmaya
çalışırlar. Bu uzun vadede kaldıraç dengesi için çok önemlidir. Bu yöneticiler
başkasının yardımı olmadan kayda değer sonuçlara ulaşamayacaklarını ama herkes
için zamanları olmadığını bilirler.
BÖLÜM 3 : BUNU NİYE YAPARIZ?
Bunu Niye Yaparız?
Bu sorun ve çözümü yıllardır bilinmektedir. Fakat birçok
yönetici hala aynı tuzaklara düşmektedir. Sorunları çözmekte yapılan en büyük
hata, belirtiler üzerinde yoğunlaşıp, sorunların altında yatan nedenleri
görememektir. Sorunların en iyi çözümü temeldeki problemleri tespit edip onları bir
daha ortaya çıkmayacak şekilde çözmektir.
Net hedeflerimiz ve bir stratejimiz olmadan hareket ederiz. Olayların
akışına kendimize bırakıp zamanın parmaklarımız arasından akıp gitmesine izin
veriniz. Neden?
Siz Saf Bir Güvercin misiniz Yoksa Bir İnsan mı?
Bir çok durumda tutumlarımız ve inançlarımız başka şey söyler
ama başka türlü davranırız. Perhiz yaparken güzel bir pasta ikram edilse yer-o anki
lezzeti düşünerek-perhize yarın devam ederiz. Uzun vadeli planlarımızı ihmal
etmemize yol açan olay ve hoş işleri yaparak büyük planlarımızı mahvedebiliriz. Bu
vartaya düşmemek için hedeflerimizi belirleyip onlar için çalışacak kadar güçlü
ve iradeli olmalısınız.
En Büyük Zaman İsrafı:
Bir çok yönetici, başarılı olduğu zaman kendisini ön plana
çıkarır fakat başarısız olursa, patronun kabahati, toplum böyle, çok şanssızım
ve benim suçum değil gibi bahanelerle kendin avutur. İşin kötü tarafı ortada
gerçekten suçlanacak kendinden başka kimse yoktur, iyi tarafı ise problemin
çözülebilir olmasıdır.
Alışkanlıklar:
Biz alışkanlıklarımıza bağlı varlıklarız ve onlar bizim
hayatımızı kolaylaştırır. Örneğin, araba kullanmak bir alışkanlık meselesidir.
Kötü olmasına rağmen sürdürdüğümüz alışkanlıklarımız da vardır ve
bunların değiştirilmesi gerekir. Bunun için:
-Nasıl bir değişiklik yapmak istediğinize karar verin ve hemen bu
değişikliği yapın.
-Bir anda çok şey değiştirmeye kalkışmayın. İlk değişiklikte
ustalaştıktan sonra ikincisine geçin.
-Yeni davranışlarınız için kendinize net ve ölçülebilir
başarı standartları belirleyin.
-Asla ve asla istisna kabul etmeyin.
-Sonuçların aniden değişmesini ummayın. Bu iş zaman ve çaba
gerektirebilir.
BÖLÜM 4: BAŞARI İÇİN PLANLAMA
Bize yön vermesi için hedeflere, bu hedeflere ulaşmak için plan
yapmaya gereksinimimiz vardır ve kat ettiğimiz yolu bu planla düzenli olarak
karşılaştırmamız gerekir.
Hedef Belirleme Ve Değerler:
Neye ulaşmak istediğimizi bilmezsek zamanı kontrol edemeyiz.
Hedefler zamana anlam verir ve yapmamız gereken seçimler için bir iskelet oluşturur;
net hedeflerimiz olmazsa zamanı iyi kullanmak anlamsız kalır. Başlıca, kişisel,
ailesel, işsel ve toplumsal konularda net hedeflerimiz olmalıdır.
Hepimizin yaşamımıza anlam katan, bizi insanlığın bir parçası
yapan ve sonuç olarak uğruna savaşacağımız değerlerimiz vardır. Değerler ilerleme
güdümüzün dayandığı noktalardır. Davranışlarımıza heves, bağlılık ve enerji
verirler. Hiç bir baskı bizim içimizden kaynaklanan bir baskıdan daha güçlü olamaz;
bu baskılar yaşamımızın renklerini belirler ve her olaya karşı davranış
biçimimizi düzenler.
Önemli olan sadece plan değil, bu plana bağlılıktır.
Hedeflerinizin kendi hedefleriniz olduğuna ve bunlara gerçekten ulaşmak istediğinize
emin olun. Bunları yazıya dökün ki sık sık bakıp hangi yolda ilerlediğinizi
bilesiniz ve bu hedefleri hep olumlu cümlelerle tanımlayın; “Yapacağım......”.
Bunlara ulaşmayı ummuyorsanız, ulaşamazsınız.
Stratejik Planlama:
Eski bir Çin Atasözü şöyle der: “Balık tutmak amacıyla
ırmağa gitmek yeterli değildir, yanınızda ağ da götürmelisiniz. Yani, plansız
hedef sadece bir düştür. Plan yapmanın amacı bir hedefe ulaşmak için yapılacak
işleri kolaylaştırmaktır. Her plan açık bir hedef ve bunu izleyen adımları
kapsamalıdır. Bu adımlar:
-Kolay tanımlanabilir
-Ölçülebilir
-Zaman çizelgesi olan
-İlerlemeyi karşılaştırmak için denek taşları bulunan
-Geribildirim alınabilecek adımlar olmalıdır.
Taktik Planlama:
Her zaman ölçüsü için hedef belirlenebilir ama planlama kısa
zaman aralıkları için uygundur. Bir yaşam boyu izleyeceğiniz bir hedefiniz olabilir
ama ayrıntılı planlar şu soruya cevap vermelidir: “Bu hedefe ulaşmak için bu hafta
ne yapmalıyım.” Ayrıca, bütün zaman planlama sistemleri esnek olmalıdır.
Yıllık planlar kabataslak, aylık planlarda önemli iş ve randevular
belirlenmiş, günlük planlar ise net olmalıdır. Fakat günü bütün ayrıntılarıyla
planlamak yanlıştır çünkü böyle planlar her zaman için bozulur. Uyabileceğiniz
kolay bir plan yapmak, uyamayacağınız zor bir plan yapmaktan çok daha iyidir.
Başarılı bir yaşam başarılı günlerden oluşur ve başarılı
bir gün genellikle bir planla başlar. Planınız olmadan karmaşa hüküm sürecektir.
Ajandalar:
Ajandalar, kendimizi düzene sokmak için kullanılan bir sistem,
taşınabilir bir bürodur. Zamanı iyi kullanmak gibi, bu da monoton bir işe yada kendi
içinde bir amaca dönüşmemelidir. Bu size hizmet edecek bir araçtır, sizi daha etkili
ve yararlı olmaya iten, böylece stresinizi azaltan bir araçtır. Unutmayın ki;
karışık bir masaya bir de ajanda eklemek bir felaket doğurur.
Ajandanızı strateji bölümü, planlama bölümü, veri bankası ve
notlar gibi bölümlere ayırarak kullanabilirsiniz. Başarılı insanların çoğu, son
derece yaratıcı olanlar dahil, gelişmiş bir düzen sistemine sahiptirler ve sistem
genellikle bir ajanda üzerine kurulmuştur.
Harekete Geçmenin Başlangıcı:
Planlama uygulamaya yani hayata dönüşmezse hiç bir işe yaramaz.
Yaşam, siz başka planlar yaparken olup biten şeylerin toplamıdır. Yaşam bir şeyler
yapmaktır. Peki siz ne yapacaksınız?
Kendinize bir hedef belirlemeli ve o yönde hareket etmelisiniz. Hedef
belirlerken çok özen göstermelisiniz. Fazla hırslı olmayın; her ay kalıcı ve
başarılı bir değişiklik yapmak sekiz değişikliği başaramamaktan iyidir.
Alışkanlıklar, kaslar gibi kullanıldıkça güçlenir.
Zamanınızı ve yaşamınızın kontrolünü elinizde tutun.
Gün bugündür.
Yer burasıdır.
Yaşam sizin yaşamınızdır.
Günü yakalayın.
Bu anı kullanın.
Şimdi harekete geçiniz.